04-18-2015, 02:19 PM
Sıradan bir cuma gecesiydi ve Bradley'le birlikte bulduğumuz sanal
sohbet odasında konuşuyordum. Bana ve odadaki diğerlerine ailesi
hafta sonu evde olmayacağından istediği kadar geç yatabileceğini
söylüyordu. Bir kaç saat boyunca sohbet odasında kalıp rastgele
gelen insanlarla eğlendik, ve ben Bradley'in bir kızdan hoşlanmaya
başladığını fark ettim. Sonra annemin uyumamı söyleyen sesini
duydum. Sohbet odasından çıkmak üzereyken, Bradley'e yarın neler
yapacağını sordum. Bir süre cevap vermedi:
-Bradley yazıyor....-
Hiçbir şey.
-Bradley yazıyor....-
Yine hiçbir şey.
"Her neyse dostum,yatmaya gidiyorum. Yarın konuşuruz." dedim.
Onun yazarken vazgeçmesi garipti.
Ertesi gün sohbet odasına girinceye kadar ondan haber almadım.
Dün gece cevap yazamadığı için özür diledi ve meşgul olduğunu
söyledi. Kısa bir konuşma yaptık, biraz sonra bizim eve geleceğini
ve acil bir şey olduğunu söyledi. Sorun yoktu, ama her dakika eve
varabilecek ailesini neden beklemediğini sordum. Zamanı olmadığı
ve bana göstermesi gereken çok önemli bir şeyi olduğu konusunda
ısrar etti,daha sonra hemen sohbet odasından çıktı. Bu
davranışların Bradley'nin karakterine uymadığını düşündüm,
normalde ailesini her şeyin önüne koyardı. Bana ne göstermek
istediğini düşününce iyice meraklandım.
Garip bir telefon araması aldığımda biraz sonra buraya varacağını
fark ettim, burdan 20 dakikalık bir uzaklıkta yaşıyordu. Arayanlar
eve yeni gelmiş ve endişeli olan Bradley'nin anne ve babasıydı.
Bradley'nin nerede olduğunu bilip bilmediğimi sordular, onlara
endişelenmemeleri gerektiğini çünkü şu an bizim eve geldiğini
söyledim. Telefonun diğer ucundan annenin ölümcül çığlığını
duyana kadar bir süre sessizlik oldu. Baba derin bir nefes aldı ve
bir daha unutamayacağım bir cümle söyledi:
"Hemen evden çık, Bradley burda...O ölmüş."
Bradley'nin cesedini dolapta bir ceket gibi asılı bulmuşlar.Telefonu
şok içinde kapadım. Arka kapı gıcırdayarak açılırken, neden bana
evde yalnız olup olmadığımı sorduğunu anladım.
İçgüdüsel olarak aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve hemen yatağımın
altına saklandım. Ayak seslerinin yaklaştığını duydum, yavaşça.
Gözlerimi açmaya cesaret edemedim. Ama korku içinde
parmakların arasından baktığımda beyaz,çıplak ve solgun ayakların
odama adım attığını gördüm. Bu ayakların sahibi olan insanı
görmeyi hiç istemezdim.
Ayaklar yavaşça yaklaştıkça keskin bir rutubet kokusu geliyordu;
kalbimin atışını ağzımda hissediyordum.Nefesimi tuttum. Daha
fazla korkmamın mümkün olmadığını düşünürken, telefonum mesaj
aldığımı belirtmek için gürültülü bir şekilde "Bip." sesi çıkardı. Mesaj
Bradley'nin telefonundan gelmişti, ayaklar aniden durduğunda
mesaja baktım "Nerdesin?"
sohbet odasında konuşuyordum. Bana ve odadaki diğerlerine ailesi
hafta sonu evde olmayacağından istediği kadar geç yatabileceğini
söylüyordu. Bir kaç saat boyunca sohbet odasında kalıp rastgele
gelen insanlarla eğlendik, ve ben Bradley'in bir kızdan hoşlanmaya
başladığını fark ettim. Sonra annemin uyumamı söyleyen sesini
duydum. Sohbet odasından çıkmak üzereyken, Bradley'e yarın neler
yapacağını sordum. Bir süre cevap vermedi:
-Bradley yazıyor....-
Hiçbir şey.
-Bradley yazıyor....-
Yine hiçbir şey.
"Her neyse dostum,yatmaya gidiyorum. Yarın konuşuruz." dedim.
Onun yazarken vazgeçmesi garipti.
Ertesi gün sohbet odasına girinceye kadar ondan haber almadım.
Dün gece cevap yazamadığı için özür diledi ve meşgul olduğunu
söyledi. Kısa bir konuşma yaptık, biraz sonra bizim eve geleceğini
ve acil bir şey olduğunu söyledi. Sorun yoktu, ama her dakika eve
varabilecek ailesini neden beklemediğini sordum. Zamanı olmadığı
ve bana göstermesi gereken çok önemli bir şeyi olduğu konusunda
ısrar etti,daha sonra hemen sohbet odasından çıktı. Bu
davranışların Bradley'nin karakterine uymadığını düşündüm,
normalde ailesini her şeyin önüne koyardı. Bana ne göstermek
istediğini düşününce iyice meraklandım.
Garip bir telefon araması aldığımda biraz sonra buraya varacağını
fark ettim, burdan 20 dakikalık bir uzaklıkta yaşıyordu. Arayanlar
eve yeni gelmiş ve endişeli olan Bradley'nin anne ve babasıydı.
Bradley'nin nerede olduğunu bilip bilmediğimi sordular, onlara
endişelenmemeleri gerektiğini çünkü şu an bizim eve geldiğini
söyledim. Telefonun diğer ucundan annenin ölümcül çığlığını
duyana kadar bir süre sessizlik oldu. Baba derin bir nefes aldı ve
bir daha unutamayacağım bir cümle söyledi:
"Hemen evden çık, Bradley burda...O ölmüş."
Bradley'nin cesedini dolapta bir ceket gibi asılı bulmuşlar.Telefonu
şok içinde kapadım. Arka kapı gıcırdayarak açılırken, neden bana
evde yalnız olup olmadığımı sorduğunu anladım.
İçgüdüsel olarak aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve hemen yatağımın
altına saklandım. Ayak seslerinin yaklaştığını duydum, yavaşça.
Gözlerimi açmaya cesaret edemedim. Ama korku içinde
parmakların arasından baktığımda beyaz,çıplak ve solgun ayakların
odama adım attığını gördüm. Bu ayakların sahibi olan insanı
görmeyi hiç istemezdim.
Ayaklar yavaşça yaklaştıkça keskin bir rutubet kokusu geliyordu;
kalbimin atışını ağzımda hissediyordum.Nefesimi tuttum. Daha
fazla korkmamın mümkün olmadığını düşünürken, telefonum mesaj
aldığımı belirtmek için gürültülü bir şekilde "Bip." sesi çıkardı. Mesaj
Bradley'nin telefonundan gelmişti, ayaklar aniden durduğunda
mesaja baktım "Nerdesin?"