08-06-2015, 06:08 AM
1-Her şey imanda düğümleniyor.
Şeytan ve küfür, imanımız etrafında fırtınalar estiriyor. Sarsılmaz bir iman; Kur’an’la, hadisle, selef-i salihinin parlak geçmişi ile devamlı takviye edilen bir iman enerji verir, heyecan verir. Biz alışkanlığa dönüşmüş bir namaz değil her defasında bir miraç heyecanı veren bir namaz arıyoruz.
2-Namazı dinin neresine oturtuyoruz?
‘Namaz önemli.’ ifadesi, namazı anlatmak için yeterli değildir. Namaz olduğu gibi dindir; dinin ruhudur. Önce namazın yerini belirleyelim.
3-Bütün oklar, namaza yönelmiş olmalıdır.
Namazın ahkâm ve inceliklerini kulaktan dolma bildik gidiyoruz. Kimimiz o bilgileri –büyük bölümü çocukluk yıllarına ait olduğu hâlde- yenileme, tazeleme ihtiyacı hissetmiyor bile. Bütün oklar, namaza yönelmiş olmalıdır.
4- Namazın heybeti ortada kalıverdi.
İstikrar ve ciddiyet günlük hayatımızın genelinden kaybolmaya yüz tuttu. Namazın heybeti ortada kalıverdi. Namaza, gözünün nuru olarak bakacak mü’minler aranır oldu.
5- Çevre de pek önemlidir.
Namazı angarya olarak gören bir aile veya arkadaş ortamında iken onun azametini idrak edip öylece yaşamak elbette zordur. İş çevresinden eş seçimine kadar her şeyde ana kriterlerden birisi namaz olmalıdır. ‘Kişi, arkadaşının dini üzeredir.’
6-Namazı nafilelerden tecrit ettik.
Nafileler aksesuar gibi kaldı. Farzların ön ve ardındaki nafileler, zikir ve dua bölümleri hiç ihmal edilmemeli.
7-Önce namaz!
Çok eğlenceli ve keyifli bir hayat anlayışı namazı ikinci sıraya, bazen de arka sıralara iter. Önce namaz! Rahmet için önce namaz…
8-Ta’dili erkâna uy.
Tâdili erkâna uyulmadan kılınan namaz orijinal değildir, lezzet vermez.
9-Camiler fonksiyonlarını gereği gibi icra edemiyor.
Beton ve boya saltanatı; secdedeki huzuru, rükûdaki ahengi çaldı. Namaz görevlileri de camilere gelmesi gerekenleri itebildiği kadar itti. Evlerden daha samimi mescitler, İbni ümmi Mektûm gibi imamlar arıyoruz.
10-Anne-babalar namazı sevdirmelidir.
Ebeveynin, eğitimcilerin ilk namaz talimi yaptıkları dönemlerdeki olumsuzlukların etkisinin devam etmesi de lezzeti engelleyebilir. Bunun için anne-babalar, namazı kıldırmaktan çok sevdirmeyi hedef edinmelidirler.
11-Namazı erteleme!
Namaz, ilk vaktinde kılındığında amellerin en büyüğüdür. Namazı ertelemek bir hastalıktı, afet oldu. Ezan vakti bildirmiyor, namaza çağırıyor!
12- Günahlarla çok iç içe olduk.
Tevbeye de gerektiği gibi yapışamıyoruz. Âdeta ilaçla mikrobu bir arada tutuyoruz.
13-Hânelerde mini camiler!
Evlerimizde mini camiler yapıp hem kendimize hem de gelecek kuşağa namazın hayatla paralel yürümesi konusunda kararlılık dersi veremiyoruz.
Nureddin Yıldız’ın Namaz Muhasebesi isimli eserinden alınmıştır.
Şeytan ve küfür, imanımız etrafında fırtınalar estiriyor. Sarsılmaz bir iman; Kur’an’la, hadisle, selef-i salihinin parlak geçmişi ile devamlı takviye edilen bir iman enerji verir, heyecan verir. Biz alışkanlığa dönüşmüş bir namaz değil her defasında bir miraç heyecanı veren bir namaz arıyoruz.
2-Namazı dinin neresine oturtuyoruz?
‘Namaz önemli.’ ifadesi, namazı anlatmak için yeterli değildir. Namaz olduğu gibi dindir; dinin ruhudur. Önce namazın yerini belirleyelim.
3-Bütün oklar, namaza yönelmiş olmalıdır.
Namazın ahkâm ve inceliklerini kulaktan dolma bildik gidiyoruz. Kimimiz o bilgileri –büyük bölümü çocukluk yıllarına ait olduğu hâlde- yenileme, tazeleme ihtiyacı hissetmiyor bile. Bütün oklar, namaza yönelmiş olmalıdır.
4- Namazın heybeti ortada kalıverdi.
İstikrar ve ciddiyet günlük hayatımızın genelinden kaybolmaya yüz tuttu. Namazın heybeti ortada kalıverdi. Namaza, gözünün nuru olarak bakacak mü’minler aranır oldu.
5- Çevre de pek önemlidir.
Namazı angarya olarak gören bir aile veya arkadaş ortamında iken onun azametini idrak edip öylece yaşamak elbette zordur. İş çevresinden eş seçimine kadar her şeyde ana kriterlerden birisi namaz olmalıdır. ‘Kişi, arkadaşının dini üzeredir.’
6-Namazı nafilelerden tecrit ettik.
Nafileler aksesuar gibi kaldı. Farzların ön ve ardındaki nafileler, zikir ve dua bölümleri hiç ihmal edilmemeli.
7-Önce namaz!
Çok eğlenceli ve keyifli bir hayat anlayışı namazı ikinci sıraya, bazen de arka sıralara iter. Önce namaz! Rahmet için önce namaz…
8-Ta’dili erkâna uy.
Tâdili erkâna uyulmadan kılınan namaz orijinal değildir, lezzet vermez.
9-Camiler fonksiyonlarını gereği gibi icra edemiyor.
Beton ve boya saltanatı; secdedeki huzuru, rükûdaki ahengi çaldı. Namaz görevlileri de camilere gelmesi gerekenleri itebildiği kadar itti. Evlerden daha samimi mescitler, İbni ümmi Mektûm gibi imamlar arıyoruz.
10-Anne-babalar namazı sevdirmelidir.
Ebeveynin, eğitimcilerin ilk namaz talimi yaptıkları dönemlerdeki olumsuzlukların etkisinin devam etmesi de lezzeti engelleyebilir. Bunun için anne-babalar, namazı kıldırmaktan çok sevdirmeyi hedef edinmelidirler.
11-Namazı erteleme!
Namaz, ilk vaktinde kılındığında amellerin en büyüğüdür. Namazı ertelemek bir hastalıktı, afet oldu. Ezan vakti bildirmiyor, namaza çağırıyor!
12- Günahlarla çok iç içe olduk.
Tevbeye de gerektiği gibi yapışamıyoruz. Âdeta ilaçla mikrobu bir arada tutuyoruz.
13-Hânelerde mini camiler!
Evlerimizde mini camiler yapıp hem kendimize hem de gelecek kuşağa namazın hayatla paralel yürümesi konusunda kararlılık dersi veremiyoruz.
Nureddin Yıldız’ın Namaz Muhasebesi isimli eserinden alınmıştır.