• Ana Sayfa
  • Portal
  • Arama
  • Üye Listesi
  • Ajanda
  • Diğer

  • Hoşgeldin, Ziyaretçi
    Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

    Kullanıcı Adı/E-posta:
      

    Şifreniz:
      





    Forumda Ara

    (Gelişmiş Arama)

    Forum İstatistikleri
    » Toplam Üyeler: 302
    » Son Üye: sentinus34
    » Toplam Konular: 838
    » Toplam Yorumlar: 1,912

    Detaylı İstatistikler

    Son Yorumlar
    Nerede yanlış yapıyorum
    Forum: #Forum Dışı
    Son Yorum: evdenevenakliyat
    12-05-2016, 01:26 PM
    » Yorumlar: 0
    » Okunma: 155
    Sokakta kalanlar Hayvanla...
    Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
    Son Yorum: sokaktakalanlar
    12-05-2016, 09:08 AM
    » Yorumlar: 0
    » Okunma: 139
    Dirilin Yaw :S
    Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
    Son Yorum: Dragon Caliph
    12-04-2016, 08:37 PM
    » Yorumlar: 0
    » Okunma: 111
    Ses ver
    Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
    Son Yorum: Dragon Caliph
    11-30-2016, 01:56 AM
    » Yorumlar: 2
    » Okunma: 197
    eRevollution
    Forum: Anlatım - İnceleme - Haber
    Son Yorum: Dragon Caliph
    11-12-2016, 04:11 PM
    » Yorumlar: 1
    » Okunma: 155
    02.09.2016 Rank Sistemi G...
    Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
    Son Yorum: Dragon Caliph
    11-06-2016, 09:19 AM
    » Yorumlar: 3
    » Okunma: 243
    Yeni Düzenli Youtube Oyun...
    Forum: Tanışma & Kaynaşma
    Son Yorum: Dragon Caliph
    11-06-2016, 09:16 AM
    » Yorumlar: 1
    » Okunma: 201
    CS:GO | Epic Ninja Defuse...
    Forum: Counter-Strike Genel
    Son Yorum: ChromeStar
    10-09-2016, 03:19 PM
    » Yorumlar: 1
    » Okunma: 159
    Online Friv oyunları hakk...
    Forum: Diğer
    Son Yorum: ChromeStar
    10-04-2016, 02:10 PM
    » Yorumlar: 1
    » Okunma: 172
    İyi Bayramlar
    Forum: Geyik köşesi
    Son Yorum: Dragon Caliph
    09-17-2016, 08:41 PM
    » Yorumlar: 2
    » Okunma: 419

     
      Knıght Online World Pot Rehberi
    Yazar: ChromeStar - 03-16-2015, 01:06 PM - Forum: Knight Online - Yorum Yok

    İksirler ne işe yarar?



    İksirlerin genel amacı, oyuncuların kaybettikleri özellikleri geri kazanmalarını sağlamaktır.



    Oyundaki iksirler şu şekilde sıralanabilir:



    Premium Potlar :



    Premium pot 192 cash 5k hp,mp veriyor aldığında.Diğer satıcıda satılan potlar arasındaki tek fark inv de yer kaplamaması.











    Sağlık iksirleri

    Holy Water

    Water of Life (90)

    Water of Love (180)

    Water of Grace (360)

    Water of Favors (720)

    Water of Bless (1440)

    Mana iksirleri

    Potion of Spirit (120)

    Potion of Intelligence (240)

    Potion of Sagacity (480)

    Potion of Wisdom (960)

    Potion of Soul (1920)

    Direnç iksirleri

    Flame Resistance Potion - Ateş direncini 80 artırır.

    Glacier Resistance Potion - Buz direncini 80 artırır.

    Lightning Resistance Potion - Elektrik direncini 80 artırır.

    Diğer iksirler

    Acid Potion - Üzerinde kullanılan karakterin zırhının dayanıklılığını 2000 azaltır.

    Blessing Potion

    Cure Potion

    Sweeping Potion - Büyü gücünü 30 saniyeliğine %30 artırır.



    Bütün iksirler arasında saldırı amacıyla kullanılan tek iksir Acid Potion'dır.







    Sağlık iksiri üretimi



    Heal'da 60 yetenek puanı olan her Priest, 720'lik sağlık iksirlerinden (Water of Favors) üretebilmektedir.



    Gerekli eşyalar:



    Prayer of Favours (Sundries'den satın alınabilir.)

    Holy Water (İksir satan NPC'lerden satın alınabilir.)



    1 adet Prayer of Favours + 1 adet Holy Water = 1 adet Water of Favors

    El Morad'lılar El Morad Castle'daki (Helena), Karus'lar Luferson Castle'daki (Murka) Great Priest ile konuşarak iksir üretimine başlayabilirler.







    Notlar



    Daha düşük kapasiteli sağlık iksirlerinin üretimine çoğu yönden gereksiz oldukları için değinilmemiştir, fakat üretim yöntemleri aynıdır.

    Bu konuyu yazdır

      Point Blank Ünvan Bugu !
    Yazar: ChromeStar - 03-16-2015, 12:22 PM - Forum: Point Blank Türkiye - Yorum Yok

    Bu konuyu yazdır

    Exclamation {NEW-YENI} WT Turkey WBeta V0.2
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:54 PM - Forum: Wolfteam Hileler - Yorumlar (3)




    OS

    • Windows 7 32 Bit

    • Windows 7 64 Bit

    • Windows 8 32 Bit

    • Windows 8 64 Bit

    • Windows 10

    • Windows Xp 32 Bit

    • Windows Xp 64 Bit

    • Windows Vista 32 Bit

    • Windows Vista 64 Bit
    İndirme linki: 
    Alternatif İndirme linki: 
    Nasıl kullanılacağı How To use.txt de yazmaktadır.




    [Alıntıdır]


    Hile çalışmaktadır...Yorumlarınızı eksik etmeyiniz :)

    Bu konuyu yazdır

      Zamanda yolculuk mümkün mü?
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:43 PM - Forum: #Forum Dışı - Yorumlar (1)

    Birmingham Üniversitesi'ndeki araştırmada bu soruna felsefi açıdan yanıt aranıyor. Araştırmaya öncülük eden Dr. Effingham, zaman yolculuğu ihtimalinin ölçülemeyecek kadar az olduğunu ama imkansız da olmadığını söylüyor.





    İngiltere'de Birmingham Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı bu sorunun yanıtını arıyor.
    Ancak araştırmanın düş kırıklığına uğratıcı yanı gizli bir zaman makinesi, ışınlayıcı yapılıyor olmaması.
    Fakat araştırma kapsamında bazı "büyük fikirler" inceleniyor. Zira, konu zaman olunca, fizik, felsefe ve gerçekliğin niteliği konusunda sorular gündeme geliyor.
    Projeye, Birmingham Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Nikk Effingham ve fizik felsefesi uzmanı Alastair Wilson öncülük ediyor.


    'Dede paradoksu'
    Dr. Effingham, zaman yolculuğu ihtimalinin ölçülemeyecek kadar küçük olduğunu, ama imkansız olmadığını söylüyor.
    Uluslararası araştırma kapsamında meyve sineklerinin zamanı nasıl algıladığı gibi sorulara yanıt aranıyor. Amaç insanlardaki dejeneratif hastalıklarda önemli bir sorun olan zaman algısı ve zaman dizgesini daha iyi anlamak.




    Proje "dede paradoksu" gibi klasik argümanlara eğilecek. Buna göre eğer bir kişi geçmişe giderse, dedesini öldürebilir ve o kişinin doğması imkansız olur. Bu kişiler doğmazsa geçmişe de gidemez ve zaman yolculuğu imkansız hale gelir.
    Ancak felsefecilerin buna karşı argümanları var. Geçmişe yolculuk edenlerin dedelerini asla öldüremeyeceğini, silahın tutukluk yapması ya da yanlış kişinin vurulması gibi hep bir şeyler olacağını ve zaman çizgisinin devam edeceğini söylüyorlar.
    Bir başka teori de zaman yolcusunun yaptığı değişikliklerin, arkalarında bıraktıkları orijinal dünyayı değiştirmek yerine paralel evrende bir olaylar zinciri yaratması.
    Bu çoklu evren teorisine dayanıyor. Buna göre biz gerçekliğin yalnızca bir versiyonunu yaşıyoruz. Paralel evrenlerde sonsuz sayıda başka olasılıklar söz konusu.
    Zaman yolcusunun orijinal zaman çizgisini etkilemeden başka dünyalardaki olayları tetikleyecek değişiklikler yapabileceği belirtiliyor.
    Bu, farklı olasılıkların farklı sonuçlarına odaklanan Sliding Doors (Rastlantının Böylesi) filminin felsefi versiyonu gibi.
    Dr Wilson, zaman yolculuğunu incelemenin fiziğin temel meselelerine yanıt aramanın bir yolu olduğunu söylüyor.
    Bu, zamanı geçen saatleri ve günleri bir ölçme yolu olarak değil, daha çok uzay gibi bir boyut olarak düşünmek anlamına geliyor.
    Dr Wilson, "Bu zaman konsepti için yolculuğa çıkmak, sizi başka yerlere götürecek bir kabinin içine girmek gibi bir şey değil" diyor.
    Wilson bunun yerine, fizikçilerin "kapalı zamansı eğri" olarak tanımladığı, bir kişiyi yolculuğa çıkaracak ama olduğu yere getirecek bir portalın mümkün olabileceğini belirtiyor.

    Bu konuyu yazdır

      Uncharted 4: A Thief's End Ertelendi!
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:40 PM - Forum: Anlatım - İnceleme - Haber - Yorumlar (1)




    PlayStation konsollarının sevilen oyun serilerinden Uncharted'ın, merakla beklenen yeni oyunu Uncharted 4: A Thief’s End'in ertelendiği açıklandı. Yapımcı firma Naught Dog tarafından yapılan açıklamaya göre yapım, 2016 yılında oyuncularla buluşacak.


    Normalde 2015 yılında çıkacağı söylenen oyun, oyunun yapımcı isimleri Bruce Straley ve Neill Druckmann'ın PlayStation Blog'a yaptığı açıklamalara göre 2016 yılında PS 4 konsolu için oynanabilir olacak.




    Bu konuyu yazdır

      Bios Ayarları Nasıl Yapılır
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:15 PM - Forum: Bilgisayar - Yorum Yok

    BIOS Nasıl Çalışır?


    BIOS’un sistem açılışında görev aldığını söyledik. Fakat nasıl görev alıyor? BIOS’un sistemi açana kadar yaptığı işlemler nelerdir? İsterseniz aşama aşama BIOS’un sistem açılışında neler yaptığına bakalım.

    Güç düğmesine bastığımızda ilk olarak CMOS’a kaydettiğimiz ayarlar okunur ve donanımların kesmelerine bakılır. BIOS’un kontrol ettiği ilk şey, grafik kartının çalışıp çalışmadığıdır. Grafik kartının da üzerinde bulunan BIOS vasıtasıyla, kullanılan bellek tipi ve grafik işlemcisi hakkında bilgiler okunur. 
    Bir sonraki adım, yapılacak olan bellek okuma/yazma testleridir. BIOS, RAM’in her adresinde okuma/yazma testleri yaparak onu denetler. PS/2 veya USB portları kontrol edilerek, klavye ve fareye sahip olmadığınız tespit edilir. Eğer tespit edilmezse size hata mesajı sunulur. Fakat BIOS’da ayar değişikliğine gidip “Hata olduğunda beni uyarma” seçeneğini seçtiyseniz, uyarılmayacaksınızdır. Anakarta entegre olan veya monte edilen PCI arabirimini kullanan aygıtları kontrol eder. Eğer BIOS hata algılarsa, bunu sizlere sesli olarak veya yazılı olarak iletir. Sesli iletim, eğer anakart üreticisi kendisi özel bir sistem geliştirmediyse, bip sesiyle olur.

    BIOS, PC’nin açılması için gerekli bir yapı. O olmadan PC’yi maalesef açamayız. Güç düğmesine bastıktan hemen sonra BIOS devreye giriyor ve POST (Power OnSelf Test) denen kısa bir analiz-test yapıyor. Bu analiz ile birlikte, üzerine takılı olan PnP (Tak ve Çalıştır) aygıtları tanımaya çalışıyor. Bir aksilik olduğunda bunu size yazılı mesaj olarak ya da ses ile bildiriyor. BIOS, -diğer anlamda- PC’nizin boot etmesi için gereken bir sistemdir. BIOS olmaz ise, sistem açılmıyor.

    Açılış esnasındaki test ve tanıma işlemi bittikten sonra BIOS bize bazı bilgileri görüntüler. Bunlar, işlemci, veri saklama cihazları, bellek miktarı ve tipi, BIOS modeli ve tarihidir.

    Sistemin açılışına geçilmeden önce SCSI veya ekstra IDE kontrolcülerin BIOS’ları görüntülenir ve CMOS’a kaydedilen açılış esnasında ilk olarak hangi veri saklama cihazından sistemi açacağımıza bakarak, o cihazdan sistemi açar. (Boot Sequence) Eğer belirlenen sıradaki ilk cihazda geçerli bir açılış sistemi bulunmazsa, listedeki bir sonraki aygıta bakılır.

    Temel olarak BIOS’un çalışma prensibi böyle. Tabii, olay bizim özetlediğimiz kadar basit değil. Bilgisayarınız düğmesine bastıktan sonra işletim sisteminin açılışına kadar geçen kısacık sürede BIOS son derece önemli ve fazla işler yapıyor.



    BIOS'a Giriş




    BIOS’un ne olduğundan, görevinden ve öneminden bahsettik. Peki, BIOS ayarlarını nasıl değiştirebiliriz? BIOS ayarlarını değiştirmek için BIOS’a girmek gerekiyor. Bu nasıl olacak, buna bakalım.

    Güç düğmesine bastıktan BIOS’un b,ilgisayarı sınadığı bir ekran karşımıza gelir. Bu ekrana POST ekranı deriz. PoST ekranında, bize işlemcimizin hızı, bellek miktarı ve veri saklama cihazları belirtilir. Tam bu esnada, ekranın altında “Press DEL to Enter Setup” ifadesi belirir. BIOS ayarlarına erişmek için DEL tuşuna basmak gerekiyor.








    Bilgisayarınız açıldığı anda ekranın altında BIOS’a nasıl gireceğiniz yazar. Burada [DEL] tuşuna basmamızı istiyor.

    Bazı güncel anakartlar POST ekranı yerine, kendi markalarını gösteren tam ekran logolar yer alır. Bu logoların arka planında bizim klasik işlemler devam eder. Fakat bu görüntü yerine, anakart üreticileri göze hitap eden logolar sunmayı tercih edebilir. Böyle bir durumda, TAB tuşuna basarak bu logoyu atlatıp klasik POST ekranına dönebilirsiniz.

    Farklı anakart üreticilerinde BIOS’a girmek için gereken tuş kombinasyonu farklı olabiliyor. Genelde DEL tuşunu kullanılırken, bazı anakartlarda F1 veya F2 tuşları kullanılabiliyor. BIOS’a girmek için kullanacağınız tuş(lar) POST ekranında belirtilir.




    BIOS Ayarları: Nedir, Ne Değildir?





    BIOS’a girildiğinde çok gizemli menüler sizleri karşılayacak. Ne işer yaradığını hemen hemen herkesin bilmediği bir ton ayar ve seçenek bulunuyor. BIOS’da bulunan ayarların çok büyük bir bölümünü değiştirmeye gerek duymasak da, bu ayarların ne işe yaradığını bilmek olası sorunlara karşı daha bilinçli hareket etmemize olanak sağlayacak. Sırf sorun çıktığında değil, BIOS’da yapacağınız ayarlamalar ile sisteminizin performansını ve stabilitesini artırmanız da mümkün olabilecek.

    Yazımızın başlarında da, farklı firmaların BIOS’unun bulunduğundan bahsedip, bunların AWARD, AMI ve Phoenix olduğunu söyledik. Hemen aklımıza bir soru gelecektir : BIOS ayarları, bu BIOS sistemlerine göre farklılık göstermiyor mu? Hepsinde aynı görevleri yapan ayarlar bulunuyor. Ama bazen ifade edilme tarzları farklılık gösterebiliyor. Bazı firmalar ise, BIOS’una kendine has özellikler ekleyebiliyor. Mesela Abit, kendi anakartlarındaki BIOS’larına Soft Menu II&III bölümünü ekleyerek, işlemci hız-voltaj ayarlarının buradan yapılmasına olanak sağlıyor.










    Çoğu anakartta kullanılan AWARD BIOS’dan bir görüntü.

    Bir de arabirim farklılığı olabiliyor. Örneğin AWARD(Phoenix) BIOS’un şu anda iki farklı sürümü bulunuyor. Birisi Moduler diğeri ise Medallion. Award Moduler BIOS, hepimizin aşina olduğu BIOS arabirimine sahip. Award Medallion BIOS ise, Phoenix BIOS’un arabirimi ile AWARD BIOS’un özelliklerinin karışmasından oluşmuş. Zira birkaç yıl önce Award BIOS ile Phoenix BIOS birleşmişti. Diğer taraftan ise, anlatacağımız ayarlar bütün BIOS’lar için geçerli. Farklı ayarlar söz konusu olduğunda ayrı bir paragraf açıp bunları işaret edeceğiz.

    İsterseniz, ortak BIOS ayarlarının ne işe yaradığına teker teker bakmaya başlayalım.

    NOT: Anlatacağımız BIOS ayarları, Award Moduler&Medallion BIOS Ver.6.00 ve AMI BIOS Ver.1.21C baz alınarak hazırlanmıştır.

    Ön-Not 1: Ayarları değiştirmek için <+> ve <-> tuşlarını kullanabilirsiniz.
    Ön-Not 2: Enabled : Etkin – Disabled: İptal edilmiş




    Standart CMOS Setup









    Bu bölümde, IDE aygıtlarını ayarlayabilir/tanıtabilir, saat/tarihi değiştirebilir, hata kontrol denetiminin özelliklerini değiştirebilirsiniz. Anakartınızı yeni aldığınızda yada pili bittiğinde, genelde bu bölüme girip IDE aygıtlarımızı tanıtır, saati ve tarihi ayarlarız. Diskimiz hangi porta takılıysa, örneğin Primary Master portunun üzerine gidip ENTER tuşuna basmamız onu tanıtmak için genelde yeterli olur. Bu şekilde diskimizin kafa sayısı, silindir sayısı otomatik olarak algılanacaktır. Fakat bazı eski tip hard disklerde bu ayarları kendimiz ayarlamak zorundayız. Bu ayarları kendiniz ayarlamak istiyorsanız, ilgili porta gelip ENTER tuşuna basın ve Access Mode veya Type’ı [user defined] yaparsanız, kafa sayısı gibi ayarları kendiniz ayarlayabilecek konuma geleceksiniz.

    Yine bu bölümde, otomatik olarak algılanan bellek miktarı bilginiz olması için size gösterilir.

    Dediğimiz gibi, eğer aygıtları otomatik olarak algılatmak istiyorsanız, ilgili IDE portunun üzerine gelip ENTER’a basın. Eğer, IDE aygıtı takılmayan kanallar var ise, bu bölümleri <-><+> tuşları ile None konumuna getirin.



    Drive A/B:


    Bu bölüm disket sürücünüz içindir. PC’lere iki tane disket sürücü takılabildiği için A ve B seçenekleri konmuş. Bir tane disket sürücünüz varsa, bunlardan bir tanesini ayarlayıp, diğerini None(yani sürücü yok) yapmanız gerekiyor. Günümüzde disket sürücüler genelde 1.44 MB 3.5 in. Olduğundan bu ayar bu şekilde yapılır. Bazı sürücüler 2.88 MB’lık disketleri de okuyabilmesine karşın, bu diskler piyasada yok. Eğer A’yı None yapıp, B’yi 1,44 MB 3.5 in olarak ayarlarsanız, disket sürücünüz harfi A değil, B olur.




    Floppy 3 Mode Support:




    1,2 MB’lık bazı disketleri okuyabilen disket sürücüye sahipseniz bu ayarı etkin hale getirip sürücü harfini göstermelisiniz. Ama bu disket sürücülerden ülkemizde olmadığı için bu ayarın [Disabled] olması gerekiyor. Yeni anakartların bir kısmında bu ayar bulunmuyor .



    Video:




    Bu seçenek ekran kartınızın türünü belirler. CGA 40, CGA 80, Mono türündekiler artık çok eskide kaldığından bu ayar EGA/VGA şeklinde kalmalıdır.



    Halt On:



    Sistem açılırken BIOS’un karşılaştığı hangi bir hatada/hatalarda sistemi durduracağını belirler. “All Errors” seçeneği aktif iken, BIOS’un karşılaştığı her hatada sistem durur ve size hata mesajı belirtir. “All, But Diskette” seçeneği, disket sürücü hataları hariç diğer hataların hepsine sistem kendini açılışta durdurur. “No Errors” seçeneği seçildiğinde sistem herhangi bir hatayı gözetmeksizin açılışına devam etmeye çalışır. Fakat hataları görebilmek amacıyla bu seçeneğin “All Errors” şeklinde kalması tavsiye edilebilir. 




    Advanced BIOS Features Setup









    Sistem özelliklerini belirleyen ayarları bu bölümden değiştirebilir, iptal edebilir, etkin hale getirebilirsiniz. Bu bölümdeki bazı ayarlar, default halde, yani BIOS’un kendisinin önerdiği halde kalmalıdır. Bu arada, ekranın alt bölümünde, ayarları nasıl değiştireceğiniz ve nasıl yardım alabileceğiniz ile ilgili ayarlar mevcut.



    Virus Warning:



    Eğer bu ayar etkin edilirse (enabled), harddisk(ler)inizin boot bölümüne bilgi yazılmaya çalışıldığı zaman bir uyarı mesajı çıkarır. Bu özellik normalde iptal edilmiş halde [Disabled] geliyor. Eğer işletim sistemi yüklerken sorun çıkmamasını istiyorsanız, bu ayarın [Disabled] konumunda olmasına özen gösterin. İşletim sistemini yükledikten sonra bu ayarı aktif konuma [Enabled] getirebilirsiniz. Bu ayar bir virus koruması değildir.



    CPU Internal Cache




    Şu saatten sonra takacağınız tüm işlemciler Internal Cache, yani Level1 Cache’e sahip olduğundan, bu ayar [Enabled] konumunda olmalıdır.


    External Cache: 


    Kullandığınız işlemci eğer ikincil seviye tampon bellek taşıyorsa, ki artık satılan tüm işlemciler taşıyor, bu ayarı da [Enabled] konumuna getirmeniz gerekiyor. Performans açısından bu ayar çok önemli olduğundan, bu ayara dikkat etmenizi öneriyoruz.



    CPU Level2 Cache ECC Checking:



    Level2 Cache (2. seviye önbellek)’i hata düzeltme özelliğini kapatıp açmaya yarar. Gözle görülmeyen çok ufak bir performans düşüşü olsa da, bu ayarı açık konumda tutmanız önerilir. [Enabled]



    Quick Power On Self Test:



    Bu ayar aktif konumda iken [Enabled], BIOS, test-analiz etme süresini kısaltarak, bilgisayarın açılmasını hızlandırabilirsiniz. Örneğin bu ayar [Enabled] konumunda iken, bellek sadece 1 kere sayılacaktır. Aksi takdirde 3 kere sayılır. NOT: AWARD Medallion BIOS’da, “Quick Power On Self Test” ayarı, Boot menüsünde bulunuyor.




    First/Second/Third Boot Device:



    Sisteminiz açılırken, ilk olarak hangi aygıttan açılmayı deneyeceğini ayarlamak içindir. First Boot Device ayarını [HDD-0] moduna getirirseniz, BIOS diğer boot edilebilir aygıtları aramadan işletim sisteminizi yükleyecektir. Bilgisayarınız Disket veya CD-Sürücüden açmanız icap ettiğinde, First Boot Device seçeneğini değiştirebilirsiniz. NOT: AWARD Medallion BIOS’da, Boot sırasını seçmek için Boot menüsüne gitmeniz gerekiyor.




    Boot Other Device



    Bu ayara [Enabled] edildiğinde, BIOS belirlediğiniz birinci, ikinci ve üçüncü boot aygıtlar içinde boot edilebilir bir ortam bulamaz ise, boot edilebilir bir medya bulabilmek için diğer aygıtlara bakar. 


    Swap Floppy Drive




    Eğer sisteminizde iki tane disket sürücü var ise, bu ayarı etkin ederseniz [Enabled], A sürücüsü B gibi; B sürücüsü de A sürücüsü gibi davranacaktır.



    Boot Up Floppy Seek



    Eğer bu ayar [Enabled] konumuna getirilirse, BIOS disket sürücünüzün 40 veya 80 izli olup olmadığını kontrol eder. Sadece başlangıçta bu kontrol yapılır. [Disabled] ederseniz, sistem çalıştığı esnada kafası estikçe disket sürücüyü kontrol edebilir. Dolayısı ile bu ayar [Enabled] konumunda kalmalıdır.



    Boot Up Numlock Status:



    Bu ayar aktif hale geldiğinde [Enabled], açılışta otomatik olarak Num Lock’u açar. [Enabled] olarak kalmasını öneririz.



    Gate A20 Option:



    Bu ayar ile A20 kapısının nasıl işleneceğini belirler. A20 kapısı, 1 MB’tan büyük bellekleri adreslemek için, önceden klavyelerde kullanılan bir aygıt idi. Şu anda anakartlar bu özelliği kendi üzerilerinde taşımaktadır. Bu ayarı önerilen seçenekte bırakmak faydalı olacaktır. [Normal] seçeneği varsayılan değerdir.



    Typematic Rate Setting:




    [Enabled] konumundaysa, aşağıdaki iki ayarı değiştirebilirsiniz:



    Typematic Rate:



    Basılı tutulan klavye tuşlarını sistemin algılama hızını belirler. Örneğin, 6 seçiliyse, bir tuşu basılı tuttuğunuzda saniyede 6 karakter yazar.



    Typematic Delay:



    Bir klavye tuşu basılı tutulduğunda, ilk karakterin görüntülenmesi ile ikinci karakterin görüntülenmesi arasındaki gecikme süresini belirler. Bu ayar 250, 500, 750 ve 1000 milisaniye olarak seçilebilir.



    Security Option:



    BIOS’a şifre koyduğunuzda, güvenlik sorgulamasının nerede yapılacağını buradan seçiyorsunuz. Örneğin [Setup] ayarı seçildiğinde, BIOS’a şifre koysanız bile, sistem normal bir şekilde açılacak ama BIOS Setup’a girdiğinizde şifre isteyecektir. Aynı şekilde, [System] ayarı seçilirse, şifre sorgulaması açılışta da yapılacaktır. İlerleyen bölümlerde sisteme nasıl şifre koyacağınızı anlatacağız.



    APIC Mode:



    APIC özelliği, yeni anakartlarda gelen bir özellik. APIC, bir diğer değişle gelişmiş programlanabilir kesme kontrolcüsü, eski programlanabilir kesme kontrolcüsünün yerini alarak daha fazla IRQ adreslenmesine olanak tanıyor. Aynı zamanda çoklu işlemci desteği sunuyor. Bu ayar genelde çok işlemcili anakartlarda bulunurken artık yeni nesil anakartlarda da bulunuyor. Bu özellik, NT çekirdekli Windows 2000 ve XP tarafından desteklenirken, 9x çekirdekli işletim sistemleri tarafından desteklenmiyor. [Enabled] konumunda olmasını öneriyoruz.



    MPS Version Control For OS:




    Çok işlemcili sistem kullanıldığında, bu ayar kullanılarak çok işlemcili sistem spesifikasyonu belirlenebilir. İki farklı versiyon bulunuyor. 1.1 ve 1.4. 1.4, 1.1’e göre birden fazla PCI veriyolu desteğini sunuyor. 1.4 desteğini sunan işletim sistemlerinde, (NT çekirdekli ve Linux’da) bu ayar 1.4 yapılmalı. Aksi halde 1.1 olmalı. Başta belirttiğimiz gibi, bu ayar çok işlemcili sistemler için geçerli.




    OS Select for DRAM > 64 MB:




    Eğer 64 MB’dan fazla bellek ile IBM’in OS/2 işletim sistemini kullanıyorsanız, bu ayarı [Enabled] konumuna getirmelisiniz. Aksi takdirde, [Disabled] konumunda olmalıdır.



    Video BIOS Shadow:



    [Enabled] konumunda iken, Ekran Kartının BIOS bilgilerini RAM’a aktararak, bu bilgilere hızlı ulaşımı sağlar.

    xxxxxx – xxxxxx Shadow:




    Sisteminize taktığınız diğer ROM’a sahip kartların ROM bilgilerini RAM’a aktarmak için kullanılan ayardır. Bu işlemi yapabilmek için, kartların bulunduğu adresleri bilmeniz gerekiyor. Ayrıca, her ROM’un belleğe aktarımı, 640K ile 1024K arasında bir bellek alanı tükettiğinden, bu ayarların hepsinin [Disabled] konumunda olması önerilir. Yeni anakartlarda bu seçenek yoktur.



    ADVANCED CHIPSET FEATURES







    Bu bölüm, anakartınızın ve sistemi oluşturan parçaların kritik özellikleri hakkında oynamalar yapacağınız bölüm. Farklı anakartlarda ayarlar çok farklılık gösterebiliyor. Örneğin, bazı anakart üreticileri işlemcinin FSB hızını bu bölümden ayarlanmasını isterken, bazıları da kendi anakartına has özellikleri buraya koyabiliyor. Yine aynı şekilde, farklı çipsetlerde farklı ayarlar oluyor. Bizim her çipset ve her anakart için bu ayarları listelememiz mümkün olmadığı için, genel ayarlamaların üzerinde duracağız. Burada anlatmadığımız bir ayar sizin BIOS’unuzda varsa, bilin ki bu ayar sizin anakartınıza ve çipsetine özgü bir ayar.

    Çoğu değer, varsayılan ayarlarında bırakılmalı. Eğer yanlış bir ayar yapılırsa, sistemde stabilite sorunları vs. baş gösterebilir. Dolayısı ile, vereceğimiz önerilere kulak vermenizi öneririz.

    Advanced Chipset Features bölümünde ortak olarak, bellek ayarlamaları, AGP ayarlamaları ve bazı BIOS’larda işlemci hızı ayarlamaları yapılabiliyor.



    Bellek Ayarlamaları:



    Bellek ayarlamaları sizlere farklı bir şekilde sunulur. Birinci bellek ayarlaması, belleğin hızı üzerinedir. Diğeri ise belleklerin gecikmeleri üzerinedir. Bellek hızı ayarı genelde Memory Frequency olarak geçer. Memory Frequecy (Bellek Frekansı), FSB hızına göre yüzdelik cinsinden ayarlanabilir. Örneğin FSB hızının %125’i, %100’ü veya %80’i gibi oranlarla ayarlamak mümkün olabilir. Değiştirdiğiniz yüzdeye göre elde edeceğiniz bellek hızı size aynı menüde sunulur. Örneğin, FSB’nin 100 MHz FSB’de çalışan bir işlemci için belle hızını %125 yaptığınızda, elde edeceğiniz bellek hızı 133 MHz olacaktır. Eğer belleğinizi DDR ise, bellekleri DDR266 modunda çalıştırmış olacağız. Çipset ve anakart modeline göre bu ayar sunulabilir.

    Bir diğer benzer bellek ayarlaması ise çarpan seçerek ayarlamadır. Bazı anakart üreticileri de böyle ayar imkanı sunar. Örneğin, bellek hızını işlemci FSB’sinin 4/3’ü veya 4/5’i gibi değerlerde çalıştırmanıza imkan tanır. Bu ayar yelpazesi anakart üreticisine göre değişir.

    Diğer sık kullanılan yöntem ise, direkt bellek hızının seçilmesidir. Örneğin, 100, 133, 166 ve 200 MHz gibi ana değerler listeler halinde sunulup sizin buradan seçim yapmanızı isteyebilir.

    Gördüğünüz gibi, bellek hızının seçimini farklı üreticiler farklı şekilde sunabiliyor. Normal şartlarda bellek ayarlarına dokunmanız gerekmez. Genelde bellekler, FSB hızıyla senkronize olarak çalışır. Eğer elinizde yüksek hızda çalışma kapasitesine sahip bir bellek varsa, bellek hızını yükseltip performans artışı elde edebilirsiniz.

    Bellek ayarlamalarının diğer kısmını ise gecikme süreleri oluşturuyor. Bu ifadelere anakartınızın BIOS’unda CAS Latency, SDRAM Cycle Length, RAS to CAS Delay, RAS Precharge Time, RAS şeklinde karşılaşabilirsiniz.

    Bu ayarların açıklamasına geçmeden önce bir uyarı yapalım: Bellekler üzeriden SPD adlı bir yonga gelir. Bu yongada, belleğin çalışma hızı ve gecikme süreleri depolanmıştır. Anakart, SPD yongasından bu bilgileri okuyarak belleği doğru değerlerde çalıştırır. İşin ehli olmayan kullanıcılara bu ayarları değiştirdiklerinde sistemde kilitlenmelere ve mavi ekranla karşılaşabileceklerini hatırlatalım. Dolayısı ile, overclock işlemine meraklı değilseniz ve belleğinizin özelliklerini tam olarak bilmiyorsanız bu ayarlara dokunmamanızı öneririz. Bir sorun çıktığında bellek zamanlamalarını [By SPD] ayarına getirmeyi unutmayın.

    Bellekler, dizelere ve sütunlardan oluşan hücrelerden oluşur. Bilgiler bu hücrelerdeki dizelere ve sütunlara kayıt edilir. Bir bilgi işleneceği zaman, bu dize ve sütunlara erişim yapılır. RAS (Row Address Strobe) : Aranan bilginin kayıtlı olduğu dizeye ulaşırken yaşanan gecikmedir. CAS (Column Adress Strobe): Bilginin kayıtlı olduğu sütuna ulaşılırken yaşanan gecikmedir. RAS-to-CAS : Bilginin var olduğu dizeden sütuna geçerken yaşanan gecikmedir. Bu değerlerin düşük olması performansı artırır ama dediğimiz gibi, belleklerin özellikleri burada ön plana çıkıyor.
    Memory Hole (Memory Hole At 15M-16M): Bu ayar, bazı ISA genişleme kartlarının performanslarını arttırmak için ihtiyaç duyduğu adres boşluğunu ayırmaya olanak tanır. Adres boşluğunu belli bir ayara getirirseniz, bu seçilen bellek boşluğu sistem için kullanılamaz olacaktır. Genişleme kartları sadece 16MB’a kadar belleğe erişebilir. AWARD Moduler BIOS için Seçenekler : [Disabled] [15M-16M], AWARD Medallion BIOS için Seçenekler : [Enabled] [Disabled]





    System BIOS / Video RAM Cacheable: 



    Anakart BIOS bilgilerini belleğe atıp atmayacağını kontrol etmek içindir. Daha önce bahsedilen, Video ROM BIOS Shadow’un aksine, Ekran kartının belleklerinde (ROM’unda değil) olan bilgiyi belleğe aktarıp aktarmayacağını belirlemeniz içindir. Bu şekilde, ekran kartınızda bir performans artışı yaşamanız mümkün. İki ayarı birden [Enabled] konumuna getirmenizde fayda var.



    AGP(Graphics) Aperture Size:



    AGP grafik kartı tarafından kullanılabilecek sistem belleğini belirlemeniz içindir. Fakat bu seçilen miktar sadece ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Gerçek OpenGL uygulamaları sistem belleğini kullanmazken, Direct3D tabanlı uygulamalarda kullanır.Normal olarak, 64MB seçilidir. Bu ayarda kalmasının bir mahsuru yok. Yüksek miktarda belleğe sahipseniz 128 MB yapabilirsiniz.



    AGP Mode: 



    Ekran kartınızın hangi AGP modunda çalışıyorsa, bu ayarı o moda getirmek lazım.Yeni anakartlarda AGP 8X ve AGP4X seçenekleri bulunuyor. Bazı anakartlarda [AGP 8X Mode] ayarı bulunur ve AGP 8X ekran kartınız varsa bunu etkin hale getirirsiniz.



    AGP Driving Control: 



    AGP çalışma ayarlarını kontrol etmekte kullanılan bir ayar. [Auto] seçeneğinde bırakmanız faydalı olacaktır.



    CPU to PCI Write Buffer:



    [Enabled] konumuna getirildiğinde, PCI veriyoluna 4 dize değerine kadar bilgi, işlemci kullanılmadan yazılabilir. Eğer [Disabled] konumuna getirilirse, direkt yazma olayı kullanılmaz ve PCI veriyolu “ben veri almaya hazırım” sinyali verene kadar işlemci okuma devri tamamlanmaz. [Enabled] ayarında olmasını tavsiye ederiz.



    Memory Parity/ECC Check:



    Kullandığınız belleklerin hata bulma ve düzeltme özelliği var ise ve anakartınızın çipseti ECC bellekleri destekliyorsa, bu ayarı [Enabled] konumuna getirmelisiniz.




    In Order Queue Depth:



    Yeni anakartların bazılarında bulunan bu ayar, performans açısından önemli. Bu ayar ile, CPU komutları işlemden önce kaç tane komutun kuyruğa alınabileceği ayarlanabiliyor. İki seçenek var. [1] ve [4]. [4] olarak bırakmanız performansı arttıracaktır Fakat biraz önce de işaret ettiğimiz gibi, bu ayar her anakartta bulunmuyor.



    INTEGRATED PERIPHERALS









    Bu bölümde, anakartınızın üzerinde bulunan entegre özellkleri, giriş/çıkış portları, IDE portları gibi aygıtların etkin yapabilir, devre dışı bırakabilir ya da özelliklerini değiştirebilirsiniz.








    OnChip IDE Channel 0/1:



    Birinci/İkinci IDE portunu etkin/iptal edebilirsiniz. [Enabled] şeklinde kalması tavsiye edilir. Bazen BIOS güncellemelerinden sonra, bazı IDE aygıtların çalışmadığında şikayet edilir. Bu bölüme girip IDE Portlarının iptal edilip edilmediğine bakmanız iyi olur.



    IDE Prefetch Mode:



    Bu modu destekleyen IDE aygıtlar ile bu ayar kullanılırsa, aygıtların performansından iyileşme söz konusu olabilir. [Enabled] ayarında olması tavsiye edilir.



    Primary/Secondary Master/Slave PIO



    Taktığınız aygıtların PIO modlarını bu bölümde belirleyebilirsiniz. [Auto] seçeneğinde bırakırsanız, ilgili IDE aygıtı için uygun olan PIO Modu otomatik olarak seçilecektir.



    Primary/Secondary Master/Slave UDMA:


    IDE aygıtların direkt bellek erişimini kontrol edebileceğiniz ayar. [Auto] sekmesinde kalması, her IDE aygıt için uygun olan modun otomatik seçilmesi bakımından faydalı olacaktır.




    Init Display First:




    Bu ayar ile sisteme güç verdikten sonra hangi görüntü aygıtının ilk olarak kontrol edileceğini belirtir. AGP ekran kartı kullanıyorsanız [AGP], PCI ekran kartı kullanıyorsanız, [PCI Slot] ayarlarını seçmeniz mantıklı olacaktır.




    IDE HDD Block Mode:




    Eğer IDE aygıtınız bu modu destekliyor ise, IDE aygıtlara erişimi hızlandırabilir.




    OnBoard PCI Audio/Modem:



    Eğer anakartınızın üzerinde entegre edilmiş ses/modem entegresi var ise, bu ayar ile onları etkinleştirebilir / iptal edebilirsiniz.



    Onboard FDC Controller:



    Disket Sürücü kontrolcüsünü iptal/etkin etmek için kullanılan ayardır. Disket sürücünüz varsa [Enabled] konumunda kalmalıdır.



    Onboard Serial Port 1/2:



    Seri Portlarınız için IRQ değerini ve bellek adresini atamanız için bu ayar konmuştur. 1. seri portu için varsayılan ayar 3F8/IRQ4’dür. 2. seri portu için ise, 2F8/IRQ3’dür.



    On Chip USB:



    Eğer sisteminizde USB aygıt var ise, bu ayarı [Enabled] yapın. Eğer yok ise [Disabled] yapabilirsiniz. AWARD Medallion BIOS’da bu ayar biraz geliştirilmiş bir şekilde sunuluyor. Seçenekler için sunulan [Auto] modu, sisteminizde USB aygıt olup olmadığını kendisi kontrol ediyor ve ona göre USB özelliğini devre dışı bırakıyor veya etkinleştiriyor. Ama USB aygıt kullanıyorsanız bu ayarın [Enabled] kalması mantıklı olacaktır.



    USB Keyboard Support:



    Eğer USB Klavye kullanıyorsanız, bu ayarı [Enabled] konumuna getirin.


    POWER ON Function:



    Bilgisayarınızı nasıl açacağınızı belirlemek için bu menü kullanılabilir. Örneğin klavye ile bilgisayarınızı açmak istediğinizde, klavyenin hangi tuşları ile bilgisayarınızı açmak istediğinizi buradan tanımlıyorsunuz.



    UART Mode Select:



    Infrared portu destekleyen anakartlarda bulunan bir özellik. Kızılötesi aygıtların gerektirdiği özelliklere göre bu ayar [IrDA] veya [ASKIR] moduna getirilmeli. Infrared aygıt kullanılmayacak ise [Normal] moda getirilmesi tavsiye edilir.



    UART2 Duplex Mode:


    UART Modu olarak IrDA veya ASKIR seçildiğinde bu ayar aktif olur. Bu şekilde full-duplex veya half-duplex transfer modunu seçebileceksiniz.



    Onboard Parallel Port:



    Paralel portun çalışma adresini belirlemek için bu bölüm kullanılır. Varsayılan ayarı 378H/IRQ7’dir.



    Parallel Port Mode:



    Paralel portun çalışma modunu belirler. “EPP” maksimum hızda çift yönlü çalışma hızıdır. “ECP”, paralel portun iki yönde maksimum transfer hızından da hızlı çalışmasına izin verir. “ECP+EPP”, normal hızda iki yönlü çalışmaya izin verir. SPP ise Standart Paralel Port anlamına geliyor. Eğer bağladığınız paralel aygıt yüksek performans istiyor ise aygıtın türüne göre EPP veya ECP seçilmelidir. ECP Modu direkt bellek erişimine ihtiyaç duyduğundan, EPP modu seçildiğinde, sizden bir DMA adresi atanması istenecektir. BIOS’un önerdiği ayarda kalmasında bir sakınca yok.



    PWRON After PWR Fail:



    Bu ayar [Enabled] konumuna getirildiğinde, bilgisayarınız çalışırken elektrik giderse, elektrik geldiğinde bilgisayarı tekrar otomatik olarak açıyor. [Disabled] konumunda kalmasını tavsiye ediyoruz.



    POWER MANAGEMENT SETUP







    Güç tüketimini ve(ya) tasarrufu ayarlamanız için konulmuş bir menü. Bilgisayarınız açma olaylarını da buradan kontrol edebilirsiniz.



    ACPI Function:


    Bu ayar ile, Gelişmiş Güç ve Konfigürasyon Yönetimini etkin/iptal edebilirsiniz. Bazı Anakartlarda desteklenen, STR (Suspend To RAM) gibi özelliklerin çalışabilmesi için, hem BIOS’dan ACPI fonksiyonunun etkinleştirilmesi hem de işletim sisteminin ACPI desteğinin olması gerekiyor. Yine aynı şekilde, bazı anakartlarla birlikte gelen işlemci sıcaklık koruma sistemleri ACPI desteği istiyor; ACPI desteği olmadan çalışmıyorlar.



    Power Management:




    Bu bölüm ile güç yönetim özelliklerini yönetiyorsunuz.[Max Saving] modunda, sisteminiz bir süre aktivitesiz kalırsa, güç koruma moduna geçiyor. [Min Saving] ayarı ise, yine güç koruma moduna geçiriyor ama güç koruma moduna kadar gereken aktivitesiz kalma zamanı daha fazla. [User Define] modunda ise, güç koruma ayarlarını kendiniz seçiyorsunuz. Bu ayar normalde [User Define] modunda geliyor ve şu özellikleri ayarlayabiliyorsunuz : HDD Power Down – Doze Mode – Suspend Mode. Buradaki ayarlar ile, sistemin askıya alınması için gereken zaman aşımı miktarını belirleyebiliyorsunuz.



    ACPI Suspend Type: 



    Bu ayar ile, sisteminizi nasıl askıya alınacağınız belirliyorsunuz. Örneğin, anakartınız STR özelliğini destekliyor ise,STR özelliğini kullanabilmek için bu ayara STR moduna getirmeniz lazım. Fakat STR özelliğinin çalışabilmesi için, sisteminizde kullandığınız diğer aygıtların kendilerinin ve sürücülerinin STR’yi desteklemesi lazım. Aksi takdirde sorunlar yaşayabilmeniz olası.



    PM Control By APM:



    Microsoft işletim sistemlerinde (9x & ME & Win2K & WinXP) APM(Advanced Power Management) özelliği bulunuyor. Eğer bu özelliği [Enabled] yaparsanız, güç yönetimi Windows tarafından yönetilir.



    Video OFF Option:



    Ekran görüntüsünün ne zaman devreden çıkarılacağını belirler. “Suspend->Off” seçeneği, sistemi askıya alınca devreye sokar. “Always On” seçeneği, Windows’tan belirlediğiniz ürede aktivite olmazsa ekran görüntüsünün kapanmasını sağlar.



    Video Off Method:



    Yukarıdaki Video Off yöntemini belirler. Ekran kartınız DPMS özelliğini destekliyorsa, BIOS görüntü kartını kontrol edebilir; bu durumda DPMS seçeneklerinden birisi seçilebilir. “Blank Screen” seçeneği, güç koruması veya Energy Star desteği olmayan monitörlerde sadece ekranı karartır. V/H SYNC+Blank seçeneği ekranı karartır, yatay ve dikey taramayı da kapatır.



    MODEM Use IRQ:




    Eğer sisteminiz askıya alınmış vaziyetteyken, gelen çağrılar ile sisteminizi tekrar normal moduna geçmesini istiyorsanız, bu ayar ile hangi IRQ’nun kullanılacağını seçin. Varsayılan olarak seçilen IRQ numarası [3]’dür.



    Soft-Off by PWRBTN:



    Bu ayar ile sisteminiz kapatırken, güç düğmesinin davranışını belirliyorsunuz. [Instant-Off] ayarı seçildiğinde, güç düğmesine dokunduğunuz anda PC kapanır. Fakat, [Delay 4 sec.] ayarı seçildiğinde ise, sistemi kapatmak için güç düğmesine 4 saniye basılı tutmanız gerekiyor. Yani yanlışlıkla güç düğmesine bassanız bile, sisteminiz kapanmaz. Düşünsenize, onlarca sayfalık doküman yazıyorsunuz ve güç düğmesine yanlışlıkla eliniz değiyor ve gidiyor güzelim yazdığınız şeyler.



    Wake UP Events:




    Bilgisayarınız açılma veya askıdayken hangi durumlarda normal moda geçeceğini buradan belirliyorsunuz. Örneğin LPT&COM portunda bir aktivite olduğunda sistemin askı durumundan normal moda geçmesini sağlayabilirsiniz. Veya, Wake ON LAN, Wake On Modem Ring gibi, ek donanımlar ile sisteminizin açılması için gereken özellikleri buradan yönetebiliyorsunuz. Automatic Power Up seçeneği ile, belirlediğiniz saatlerde veya tarihlerde PC’nizi otomatik açılmasını ayarlayabilirsiniz.
    Bazı anakartlarda bulunan IRQ Activitiy Monitoring bölümü işe, kullanılan IRQ’ları toplu halde görebilirsiniz.








    Tak Çalıştır desteği olan aygıtların ve PCI veriyolu ile ilgili ayarları bu bölümden yapıyoruz.



    PNP OS Installed:


    Bu bölümde, kullandığımız işletim sisteminin PnP (Tak ve Çalıştır) destekli bir işletim sistemi kullanıp kullanmadığınız belirtmek içindir. Örneğin Win9x, Win2000 gibi işletim sistemi kullanıyorsanız, bu ayarı [Yes] konumuna getirin. PnP desteksiz işletim sistemi kullanırken ise [No] konumuna getirmeniz gerekiyor. Bu şekilde çakışmaların önüne geçebilmek mümkün.



    Reset Configuration Data:



    Eğer bu ayarı [Enabled] yapıp, sistemi yeniden başlatırsanız, BIOS Setupda bulunan PnP bilgileri bellekten temizleniyor. [Disabled] konumunda kalması daha mantıklı.



    Resources Controlled By:



    Bu ayar [Auto] moduna getirilirse, sisteme taktığınız PnP aygıtlar için gereken DMA ve IRQ ayarları otomatik olarak atanır. Eğer PnP olmayan bir ISA kart taktığınızda otomatik olarak kaynak atanamıyor ise, bu ayarı [Manual] moduna getirip el ile ayarlamak gerekir.Bu ayarın [Auto] modunda kalması tavsiye edilir.



    PCI/VGA Palette Snoop:



    Bazı MPEG kartları ve 3D hızlandırıcıları gibi standart olmayan Vga veya Add-On kartlar, renkleri bozuk gösterebilir. Eğer öyle bir sorun yaşanırsa, bu ayarın [Enabled] konumuna getirilmesi önerilir. Aksi takdirde bu ayar [Disabled] şeklinde kalmalıdır.



    Assign IRQ for VGA:




    Bu ayar mutlaka [Enabled] konumuna getirilmelidir. 1997 yılında sonra üretilen tüm ekran kartları, doğru düzgün çalışabilmesi için IRQ’ya ihtiyaç duyarlar. Bu ayar ile VGA için IRQ atanıyor.



    Assign IRQ for USB:




    Eğer USB aygıt kullanıyorsanız bu ayarı da [Enabled] konumuna getirmelisiniz.



    PC HEALTH STATUS/HARDWARE MONITOR




    Bilgisayarınızda olan fanların dönüş hızı, işlemcinizi sıcaklığı, işlemci voltajı gibi PC’nizin durumunu gözetleyebiliyorsunuz. Anakartınızın, varsa eğer, belirli bir sıcaklığa geldiğinde sistemi kapatması için ayarlayabilirsiniz. Veya sıcaklık limitleri aşıldığında uyarı vermesini sağlayabilirsiniz.



    NOT: Farklı anakart üreticilerinde BIOS’larında kendilerine has ayarlar bulunabiliyor. Günümüzdeki anakartların hemen hemen hepsi, işlemci ayarlarının BIOS’dan yapılmasına olanak tanıyor. İşlemci ayarlamaları, Advanced Chipset Features bölümünde bulunabildiği gibi, anakart üreticileri kendilerine has menüler altına koyabilir. Örneğin ABIT, işlemci ayarlamalarını yapmak için SoftMenu III adlı özel bir menü geliştirmiştir. Farklı anakartlarda Power BIOS, Smart CPU gibi isimlendirmeleri de görebiliyoruz.



    LOAD FAIL SAFE DEFAULTS




    Bu ayarlar, donanımlarınızın stabil çalışması için gereken minimal ayarları yüklüyor. Eğer sisteminizde bir sorun var ise, bu ayarları yüklemeyi deneyin. LOAD FAIL SAFE DEFAULTS’un üzerine gelip, Enter tuşuna basın.Y tuşuna basarsanız, güvenli ayarlar yüklenecektir.




    LOAD OPTIMIZED DEFAULTS




    Genellikle sorun çıkartmayacak ayarları yükler. Yani özellikle ne minimale indirilmiştir, ne de ayarlar çok agresif hale getirilmiştir.




    SET SUPERVISOR & USER PASSWORD




    Şifre koymak için bu menüler kullanılabilir. Supervisor şifresi koyarsanız, başkaları BIOS’a girip her ayar değiştiremezler. User Password ise, sisteme şifre koyuyor. Bu şifreleri iptal etmek için, yine bu bölümlere gelip Enter tuşunu basıp şifre istediğinde, şifre kutusunu boş bırakıp Enter tuşuna basmanız yeterlidir.



    SAVE AND EXIT SETUP


    Ayarları kayıt edip çıkmak için burayı kullanın.



    EXIT WHITOUT SAVING



    Değiştirdiğiniz ayarları kayıt etmeden çıkmak için kullanın.




    Sonuç



    Gerek BIOS güncelleme konusu olsun, gerekse de BIOS kurtarma konusu olsun, daha önce sizlere BIOS üzerine çeşitli yazılar vermiştik. Tek eksik olan konu, BIOS'da yer alan ayarların ne işe yaradığıydı. Bu makalemizle, bu konuya da açıklık getirmiş olduk.

    Bu konuyu yazdır

      Microsoft Azure Nedir ? (Ayrıntılı)
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:12 PM - Forum: Bilgisayar - Yorumlar (1)

    Microsoft Azure Nedir?


    Kendisi yıllardan beri var olan fakat son zamanlarda ismine daha çok rastladığımız ve gelecekte de daha çok duyacağımız, Microsoft Azure teknolojisinin ne olduğunu merak edenleriniz olmuştur. Merak edenleriniz için bu gelişen ve yenilenen teknolojiyi araştırdım ve daha çok bilgi edinmek amacıyla bu yeni teknolojiyi bizzat kendim test ettim. Şimdi Azure teknolojisinin en önemli hizmetlerini ve en temel özelliklerini basit bir dille anlatmaya çalıştığım yazıma geçelim.


    Microsoft Azure, geniş kapsamlı özellikler barındıran büyük bir bulut platformudur, yani Windows Server işletim sisteminin özelleştirilmiş bir sürümüdür. Dolayısıyla Azure teknolojisine de işletim sistemi diyebiliriz. Şimdi bu tanımı daha iyi kavrayabilmek adına Microsot Windows Azure'un sizin için seçtiğim önemli hizmetlerine göz atalım.


    Web Siteleri - Web Barındırma Hizmeti


    Azure Web Siteleri, kurumsal düzeydeki web uygulamaları oluşturmanızı sağlar. Azure teknolojisini kullanarak; ASP.NET, Java, Node.js, C# gibi dilleri tercih etme şansınız var. Yani Microsoft'un tabiriyle, Azure sizin dilinizi konuşur. Elbette ki, sadece dil özgürlüğü sağlamıyor. Dil özgürlüğünün yanında WordPress, Joomla, Drupal gibi birçok web uygulamaları ve CMS çözümlerini de çalıştırmanıza olanak sağlıyor. Azure'da bulunan ölçeklendirme özelliği sayesinde sunucunuzu yük veya plana göre elle veya otomatik olarak ölçeklendirmeniz mümkün. Otomatik ölçeklendirme de Azure'un sağlamış olduğu önemli özelliklerin arasında olduğunu söyleyebiliriz. Web sitenizi yedekleyerek güvende kalmasını sağlamanız ve kendi etki alanınızı, SSL sertifikanızı kullanmanız da sayılabilecek önemli özellikler arasındadır.




    Sanal Makine Hizmeti


    Microsoft Azure teknolojisi ile yeni sanal makineler oluşturabileceğiniz gibi var olan imaj dosyasından da sanal makinenizi kullanabilirsiniz. Basit olarak VHD (Virtual Hard Disk) sistemi kullanılmaktadır. Azure IT çalışanlarına VHD galerisi sunmaktadır. Bu galerinin içerisinde Windows Server 2012, SQL Server gibi Microsoft ürünlerinin yanında Linux imajları da yer almaktadır. Azure Premium depolama sayesinde giriş ve çıkış işlemlerini(I/O) çok hızlı şekilde yapmak ve performanstan ödün vermemek adına SSD depolama tabanını kullanmaktadır. Ayrıca SQL Server ekibi tarafından hazırlanan görüntüleri kullanarak dakikalar içinde kolayca bir SQL Server sağlayabilirsiniz.







    Veri Tabanı Hizmeti


    Şimdi diğer önemli özellik olan veri tabanına gelelim. Azure üzerinde uygulama oluştururken birçok uygulamada olduğu gibi verilerimizi saklamak için veri tabanına ihtiyaç duyarız. Bu verilerin saklanması ve verilerin yönetilmesi için Windows Azure teknolojisinde farklı teknolojiler kullanılır. Bunlardan birisi Windows Azure Virtual Machines ile oluşturulan SQL Server veya diğer DBMS çalıştırılmasıdır. Burada NoSQL teknolojisinin kullanılması da mümkündür. Verileri saklamak için kullanıcı kendi veri tabanını oluşturabilir ancak buranın yönetimini yine kullanıcıların kendilerinin yapması gerekir. Windows Azure bu iş içinde kullanıcılara üç farklı yöntem sunmuştur. Bunlar SQL Databases, Tables ve Blobs’tur.



    SQL databases sayesinde ilişkisel verilerin depolanması sağlanır. Kullanıcıların birden çok kullanıcı tarafından aynı anda erişilmesi durumunda bunlar arasında veri bütünlüğü sağlar.



    Tables ise yine verilerin yönetiminde kullanılan bir diğer teknolojidir. Örneğin büyük veriler ile çalışan fakat karmaşık SQL sorguları kullanmayan bir yapıda verilere erişim kolaylığı sağlamaktadır. Bu teknoloji sayesinde büyük verilere hızlı erişim sağlanır.



    Bloblar, yine veri depolama teknolojisi için gerçekleştirilmiş bir teknolojidir. Arkada Windows dosya sistemini kullanabildiği gibi Windows Azure sürücülerini kullanarak videolar gibi ikili bilgiler için kalıcı veri depolamayı sağlayan teknolojidir.




    Mobil Hizmetler


    Microsoft Azure teknolojisinin belki de en önemli hizmetlerinin başında gelen mobil hizmetler, günümüzde ki mobil mağazalarda ki uygulamaların altyapısını oluşturuyor. Azure’un kaliteli bir mobil hizmet sunduğunun gerçekliğini birçok ünlü ve büyük firmaların bu servisi kullanmasıyla anlayabiliriz. Hatta Xbox, Hotmail, SkyDrive, Skype, Office gibi birçoğumuzun kullandığı Microsoft hizmetleri de bu teknolojiyi kullanıyor. Daha bu teknolojiyi kullanan birçok marka ve şirket sayabilmemiz mümkün.


    Azure mobil hizmetinin en büyük özelliklerinin başında çapraz platforma sahip olmasıdır. Yani IOS, Android, Windows Phone, Mac ve Windows için aynı altyapıyı kullanan uygulama oluşturabilmeniz demektir. Diğer önemli özellik ise C# ve Node.js kullanarak uygulamanın uç kısmı olan sistemi yani back end sistemini oluşturabilirsiniz. Bu back end sisteminin içinde günlük hayatta kullandığımız akıllı telefonların olmazsa olmazı anında ilet bildirimleri(push notification) oluşturmak ve yönetmek oldukça kolaydır. Hatta saniyeler içinde milyonlarca kişiye anlık iletme bildirimleri gönderebilen bir altyapıya sahip olduğunu belirtmek isterim.



    Azure’un sunmuş olduğu diğer önemli özelliklerden birisi de Active Directory özelliğidir. Bu özellik ile kullanıcıların kimliğini doğrulayıp, SQL Server, Share Point gibi çeşitli birçok özelliklere güvenli bir şekilde bağlanmasını sağlayabiliriz. Bunu daha basit dille açıklayacak olursak birkaç satırlık kod ile kullanıcıların uygulamamıza giriş yapmasını sağlayabiliriz. Örneğin Instagram, Twitter, Facebook gibi üyelik ve giriş işlemleri yapabiliriz.



    Sonuç


    Hizmetlerden anlayabileceğimiz gibi Azure bize çok kapsamlı bir bulut sistemi sunmuş durumda. Şahsen Azure’un gelmiş geçmiş en büyük teknolojiler arasında olduğuna inanıyorum. Kendim deneme amaçlı yaptığım mesajlaşma uygulaması için Azure teknolojisini kullandım ve oluşturduğum mesajlaşma uygulamasını 4 farklı platformda kolaylıkla çalıştırdım. Gerçekten bize sunmuş olduğu istatistik bilgilerinden tutun da yardımcı kaynaklara kadar neredeyse her şey kusursuzdu.
    Hizmetler sadece yukarıda yazdıklarımla sınırlı değil daha sayılabilecek birçok hizmet ve özellik var ama bunların hepsini yazmak hem benim açımdan zor olurken sizlerin de okurken sıkılmanıza neden olabilir. Onun için temel olarak ele alınması gereken hizmetleri ve özellikleri sizler için elimden geldiğince anlatmaya çalıştım, umarım sizlerde bu teknolojiyi kullanarak bu güzel deneyime tanıklık edersiniz.

    Bu konuyu yazdır

      [PS3] Saints Row: Gat out of Hell [DUPLEX] - TORRENT İNDİR
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 03:02 PM - Forum: Aksiyon - Macera - RPG - Yorumlar (3)


    Boyut:5.30 GB


















    Bu konuyu yazdır

      Knight Online Bug
    Yazar: ChromeStar - 03-15-2015, 02:57 PM - Forum: Knight Online - Yorum Yok

    Bu konuyu yazdır

      Organik Kimya
    Yazar: ChromeStar - 03-14-2015, 03:43 PM - Forum: Kimya - Yorumlar (1)

    Organik kimya karbon temelli bileşiklerin yapısını, özelliklerini, tepkimelerini ve sentez yollarını inceleyen kimya dalıdır.


    Organik kimya her zaman yaşamla birlikte anılmıştır. Bu tarihi bir yanlış algılama olup gerçeği yansıtmaz. Yaşam yalnızca organik kimyaya bağlı olmayıp inorganik kimyayla da önemli derecede bir bağa sahiptir. Örneğin, birçok enzimin yapısında demir ve bakır gibi metaller bulunur. Deniz kabuğu, diş ve kemiklerin yapısında hem organik hem de inorganik maddeler bulunur. İnorganik kimya, elementsel karbonun dışında, yalnızca karbon-karbon bağları içermeyen basit karbon bileşikleriyle ilgilenir (oksitler, asitler, tuzlar, karbitler). Ancak bu durum, metan ve türevleri gibi tek karbonlu organik bileşiklerin varolmadığı anlamına gelmez. Biyokimya ise protein gibi büyük biyokimyasalların yapısını inceler.

    Kendilerine özgü özellikleri nedeniyle çok karbonlu bileşikler organik bileşiklerin en geniş grubunu oluşturur. Birçok ürünün en önemli bileşenleridirler (boyalar, plastikler, gıda, patlayıcılar, ilaçlar, petrokimyasallar vb.) ve doğal olarak tüm yaşam süreçlerini (birkaç istisnanın dışında) yine organik bileşikler oluşturur.

    Organik moleküllerin farklı şekiller ve kimyasal tepkisellikleri, görevlerin şaşırtan bir değişikliğini sağlar, onlar gibi canlı sistemlerin biyokimyasal tepkilerinde enzim katalizörlerinden yararlanılır. Bu organik kimyasalların kendiliğinden yayılan doğası, yaşamın, etrafta ne bütün olduğudur. Karbonun özel yapısından ötürü, diğer yıldız sistemlerinde yaşamın, periyodik tabloda karbonun hemen altında bulunan, silisyum yerine koymanın olanağına ilişkin söylentilere karşın karbon temelli olacak olduğu muhtemeldir. Organik kimyada yönler, chiral sentezi, yeşil kimya, mikrodalga kimyası, fullerenes ve mikrodalga spektroskopisini kapsar.



    Tarihsel Bakış


    19. yüzyıl başlarında kimyagerler, organizmalarda üretilen bileşiklerin yapay olarak üretilemeyecek kadar karmaşık yapılarda olduklarını ve bu bileşikleri meydana getirmek için bir "yaşam gücü"ne gereksinim duyulduğunu düşünüyorlardı. Bu bileşikleri "organik" olarak isimlendirdiler ve çalışmalarını geleceği daha parlak görünen inorganik materyallere yöneltmeyi tercih ettiler.

    Organik kimya çalışmaları, kimyagerlerin bu organik maddeleri aynen inorganik maddeler gibi "yaşam gücü"ne gerek duymadan laboratuar ortamında üretilebileceklerini farketmeleriyle hız kazandı. 1816'da Michel Chevreul, değişik yağ ve alkalilerden üretilen sabunlar üzerine bir çalışma başlattı. Değişik asitleri ayırdı ve alkali ile kombinasyon sonucunda sabun elde etti. Tüm bu ayrılmış bileşikler ile bir yağın kimyasal yapısında, "yaşam gücü"ne gerek duymadan değişiklik yapılabileceğini gösterdi. 1828 'de Friedrich Wöhler, inorganik Amonyum siyanat(NH4OCN)tan Üreyi sentezledi ve bu yönteme Wöhler sentezi denildi. Her ne kadar Wöhler "yaşam gücü teorisi" ni çürüttüğünü iddia etmekte dikkatli davrandıysa da çoğu kişi bu olaya bir dönüm noktası olarak baktı.

    Bir diğer büyük adım, 1856'da William Henry Perkin tarafından atıldı. Kinin sentezlemeye çalışırken, kaza eseri organik bir boya (anilin moru) sentezledi. Kazandığı parayı organik kimyaya ilgi çekmek için harcadı. Bir başka önemli olay DDT maddesinin Othmer Zeidler tarafından 1874'te laboratuar ortamında eldesiydi. Maddenin böcek öldürücü özellikleri daha sonra yapılan deneylerde keşfedildi.

    Teorinin yayılmasında en önemli rolü Friedrich August Kekule ve Archibald Scott Couper tarafından birbirlerinden bağımsız olarak 1858'te ortaya atılan kimyasal yapı ve bağlar hakkındaki teori üstlendi. İkisi de 4 değerlik alan karbon atomlarının birbirine bağlanarak bir karbon iskeleti oluşturacağını ve yapılabilecek uygun deneylerde bu yapının isteğe bağlı olarak ayarlanabileceğini iddia ediyorlardı.

    Organik kimya tarihi, petrolün keşfi ve ayrımsal damıtma yöntemi ile bileşenlerine ayrıştırılması ile devam eder. Farklı bileşiklerin çeşitli kimyasal işlemlerle birbirlerine dönüştürülmesi petrol kimyasının indüstriye sıçramasını ve değişik yöntemlerle yapay lastik, içeriği değiştirilmiş petrol katkı maddeleri, plastik gibi ürünlerin başarıyla oluşturulmasını sağladı.

    Alman Bayer firmasının asetilsalisilik asit(aspirin)i sentezi ile ilaç sanayi doğmuş oldu.

    Karmaşık doğal bileşiklerin sentezi önce üre, sonra glikoz, terpineol ile devam etti. 1907'de Gustaf Komppa tarafından sentezlenen Kafur ile satışa sunuldu. Farmasotik faydalar bunu takip etti. Örneğin kolesterol bazlı bileşikler kompleks insan hormonları ve benzerlerinin üretiminde yol açtı. 20. Yüzyılın başından beri sentezlenen bileşiklerin karmaşıklığı lysergic asit ve Vitamin B12 gibi örneklerle arttı. Bugünkü hedef ise steryogenik merkezlerin asimetrik sentez yoluyla doğru eldesidir.

    Biyokimya, canlıların, yapılarının, içlerinde gerçekleşen olayların kimyası, 20. yüzyıl ile kimyaya yeni bir sayfa açarak ilk adımlarını attı.

    Organik Maddelerin Tanımlanması ve İsimlendirilmesi

    Sınıflandırmanın bileşenlerin tam tanımı yapılmadan gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

    İnorganik kimya ile mukayesede, bir Kimyasal bileşik, bileşikte Kimyasal öğe öğeleri şu anının kimyasal simgelerini molekülde bu öğelerin sayısıyla beraber birer birer sayarak basitçe hangi tanımlamada başarılabilirdi, organik kimyada bir molekülün içinde atomların göreli düzenlemesi, dolu bir tanımlama için eklenmek zorunda. Molekülü tanımlamanın bir yolu, onunkini çekerek Yapısal formül. Moleküler karmaşıklıktan dolayı, kimyasal notasyonun basitleştirilen sistemleri, geliştirildi. En son uyarlama, belirsizliği tanıştırmadan basitliği başaran Bağ çizgi formül çizgi-açı formülüdür. Bu sistem, endpointsinde ve her çizginin kesişmeleri, bir karbonu temsil eder, ve hidrojenler, notated ya olabilir, ya da farz edilen, ima ile sunabilir. Kimyasal notasyonun bazı dezavantajları, onların kolayca, sözcükler ile tanımlanmadığıdır, ve onlar, kolayca basılabilir değildir. Bu problemler, tanımlayan moleküler yapı kullanması ile hitap edildi Organik adlandırma.

    Zorluktan dolayı organik bileşiklerin çok büyük sayı ve değişikliğinden ortaya çıkarken, kimyagerler, erken zamanda organik bileşiklerini adlandırmanın uluslararası olarak kabul edilen bir sisteminin kurumu, en yüksek önemden olduğunu fark etti. Geneva adlandırması, konuda birkaç uluslararası toplantının sonucu olarak 1892'de doğmuştu. Hem de fark edilendi ki organik bileşiklerin ailesinin, büyüdüğü gibi, sistem, genişletilmek zorunda olacaktı, ve değiştirilmek. Bu vazife en sonunda, saf ve uygulamalı kimyada uluslararası birlik tarafından alındı (IUPAC). Biyokimyanın dalında gerçeği tanımak o, organik yapıların karmaşıklığı, artırır, IUPAC organizasyonu, Biyokimya ve moleküler biyolojinin uluslararası birliğile kuvvetlere katıldı, IUBMB, adlandırmada müşterek tavsiyelerin bir listesini üretmek. Üzerinde daha fazla, sayı olarak, ve karmaşıklık, büyüdü, yeni tavsiyeler, basitleştirme için IUPAC'in içinde yapıldı. İlk olarak böyle tavsiye, periyodik bir benzen yapısının, adlandırıldığı zaman bir Cyclophane 1951'de sunmuş oldu. Daha geç tavsiyeler, diğer karmaşık periyodik yapıların basitleştirmesine metodu uzattı, kapsamak örneğin heterocyclics de, ve "(Organik kimya) phanes, phanestir" böyle yapıları adlandırdı. Sıradan iletişim için, sıkıcı bir tanımlamayı esirgemek, resmi IUPAC adlandırma tavsiyeleri her zaman, pratikte bir bileşiğe özlü bir tanımı vermek için zorunlu olduğu zaman hariç izlenmez, veya IUPAC isminin, daha basit olduğu zaman (Yani "Etil alkol"a karşı "Ethanol"). Başka türlü "Ortak" veya Önemsiz isim, kullanılabilir, çoğunlukla bileşiğin kaynağından türedi.

    Bu konuyu yazdır

    Yukarı Cık
    Hakkımızda
    Forum ile soru ve sorunlarınızı öneri şikayet bölümünden yapabilirsiniz ve ayrıca 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Kurallara uymayan üyeleri Dream41 adlı kurucuya özel mesaj atarak söyliyebilirsiniz
    Sosyal Medyada Biz
    Kodlayan: Dream41
    Türkçe Çeviri MCTR Forum Yazılımı MyBB.


    Online Shopping App
    Online Shopping - E-Commerce Platform
    Online Shopping - E-Commerce Platform
    Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping