Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Son Yorumlar |
Nerede yanlış yapıyorum
Forum: #Forum Dışı
Son Yorum: evdenevenakliyat
12-05-2016, 01:26 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 155
|
Sokakta kalanlar Hayvanla...
Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
Son Yorum: sokaktakalanlar
12-05-2016, 09:08 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 139
|
Dirilin Yaw :S
Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
Son Yorum: Dragon Caliph
12-04-2016, 08:37 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 111
|
Ses ver
Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
Son Yorum: Dragon Caliph
11-30-2016, 01:56 AM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 197
|
eRevollution
Forum: Anlatım - İnceleme - Haber
Son Yorum: Dragon Caliph
11-12-2016, 04:11 PM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 155
|
02.09.2016 Rank Sistemi G...
Forum: Duyurular - Kurallar - Yenilikler
Son Yorum: Dragon Caliph
11-06-2016, 09:19 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 243
|
Yeni Düzenli Youtube Oyun...
Forum: Tanışma & Kaynaşma
Son Yorum: Dragon Caliph
11-06-2016, 09:16 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 201
|
CS:GO | Epic Ninja Defuse...
Forum: Counter-Strike Genel
Son Yorum: ChromeStar
10-09-2016, 03:19 PM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 159
|
Online Friv oyunları hakk...
Forum: Diğer
Son Yorum: ChromeStar
10-04-2016, 02:10 PM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 172
|
İyi Bayramlar
Forum: Geyik köşesi
Son Yorum: Dragon Caliph
09-17-2016, 08:41 PM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 419
|
|
|
State of Decay Platformu/Rehber (TWD'in Kayıp Oyunu) |
Yazar: Dragon Caliph - 06-07-2015, 04:46 AM - Forum: Diğer oyunlar
- Yorum Yok
|
|
Selam millet. Başlık yanıltmasın, dikkat çekmek adına böyle bir benzetme yaptım ama içeriğine bakarsanız bana katılacağınızı düşünüyorum. Hayatta kalma oyunlarından biri olan State of Decay, Undead Labs tarafından önce Xbox 360 için geliştirilmiş ardından Microsoft Windows için çıkarılmıştır. Yapımcıların ilk oyunu olduğu ve tanıtımından kaynakladığını düşünüyorum ki, çıkış yaptığında yaşadığı sıkıntılarda dahil pek adını duyuramamış ama yabancılar arasında büyük bir kitlesi var tabi. Oyun daha çok diyaloglar, taktikler vesaire üzerine kurulu olduğu için pek Türk Oyuncu kitlesi oluşmamış sanırım. Bu tür oyunları fazlasıyla severim ve tanıtımını da yapayım dedim.
Oyunun atmosferi gerçekten iyi dizayn edilmiş. Evlerin, çevrelerin dekorasyonuna fazlasıyla önem verilmiş ve bu yönden Trumbull vadisini hiç canınız sıkılmadan baştan sona dolaşabilirsiniz. Her yeni oyuna başladığınızda evlerin, binaların, yapıların vesaire içerisinde etkileşime geçilebilir objeler rastgele yerleştirildiği için tekrar tekrar oynanabilir bir hal alıyor. Seslendirmelerde kıvamında olmuş. Müzikler konusuna gelince atmosferin etkisini artırabilecek tarzda hazırlanmışlar ve duruma göre çalmaları o an gereken duyguyu yaşamanızı sağlıyor. Oynanış tarzı ilk başta zorlayabilir ama birkaç denemeden sonra kavrayabilirsiniz. Animasyonlar kusursuz olmasına rağmen nasıl desem bazı animasyonlar arasında geçiş problemleri var ama göz ardı edilebilir. Gerçek zamanlı olması ve gece-gündüz döngüsü de gayet iyi tasarlanmış. Gibi gibi.
https://www.youtube.com/watch?v=edVYXynxzio
|
|
|
Heroes&Generals |
Yazar: Dragon Caliph - 06-07-2015, 04:43 AM - Forum: Diğer oyunlar
- Yorum Yok
|
|
Heroes&Generals
Kısaca tanıtayım:Oyun 2.Dünya Savaşını ele alıyor.Şuan için oyunda 3 taraf var.Bunlar;Sovyetler,Nazi Almanyası ve Amerika.
Oyun steam ve kendi interter sitesinden(play 4 free sistemi var galiba client yükleniyor ve giriyorsunuz).Oyun free to play ama oyunun içinde kesinlikle özel silah yada benzeri şeyler satılmıyor ama tabi biyerden para kazanmaları gerek,istiyen ileriki seviye askerleri alabiliyor yada tanklar fln ama bunların hepsi oyundaki seviyeyle açılabiliyor rahat olun.Parayla satılan diğer bir şey ise üzerinizdeki kamuflaj veya silah kamuflajları bunlarda görsellik katmak için.
Oyundaki sınıfları kısaca söyleyeyim ve hangi seviyede açıldıklarını.
Infantryman(Piyade):Başlangıç class'ı normal silahları kullanabiliyor ve bazı araçları alabiliyorsunuz(araba,motor ve zırhlı araç)
Tank Crewman(Tank operatörü):Tank kullanabiliyorsunuz ama ileri seviye tanklara direk erişim yok ilk önce tank kasmanız gerek.Seviye 3 te kullanabilirsiniz.
Fighter Pilot:Adındanda anlıyacağın gibi pilot,pek görmedim oynayanı ama pek indiremiyorlar uçağı.Seviye 4 te açılıyor.
Paratrooper:Uçaklardan paraşütle atlayan sınıf,piyadeden tek farkı düşman bölgelere inip ani baskın yapabilmeleri.Seviye 7 de açılıyor.
Recon(keskin nişancı):Aslında piyadede keskin nişancı tüfeği kullanabiliyor galiba ama genede özel bi sınıfı var.Seviye 9 da açılıyor.
General:Bu sınıfın özelliği ise askerlere emir verebilmesi onlara hangi noktaya saldırmaları gerektiğini söylemesi(Harita üzerindeki noktalar bunlar).Seviye 18 de açılıyor.
Oyunda aynı anda birden fazla sınıfa sahip olabilirsiniz ama yeni asker almanız şartıyla ve her seferinde piyadeden başlayıp 3. seviyeye kadar kasmanız gerekiyor.
Oyunla ilgili Trailerlar:
Steam trailerı[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=9XUcNB2vSdQ[/youtube]
Trailer[youtube]https://www.youtube.com/watch?v=Lvdm00Lfnvk[/youtube]
En iyi yanı ise oyunun çok yer kaplamaması 1.40 gb gibi birşey. :fruity: :fruity:
Sistem Gereksinimleri:
DirectX: Version 9.0c
Network: Broadband
Internet connection
Hard Drive: 2 GB available space
Sound Card: DirectX compatible
RECOMMENDED: OS: Windows 7 or 8
Processor: Intel i5 processor or higher / AMD Phenom II X6 or higher
Memory: 4 GB RAM
Graphics: NVIDIA GeForce GTX 560 series or higher / AMD HD 6870 or higher
DirectX: Version 11
Network: Broadband Internet connection
Hard Drive: 3 GB available space
Sound Card: DirectX compatible
Oyunun boyutu çok az olmasına rağmen istediği sistem özellikleri biraz fazla ve bu sisteme sahip olsanız bile öyle yüksek fpsler beklemeyin.Şuan betada olduğundan ve haritalar çok büyük olduğundan dolayı(Gölgeler ve ağaçlar saolsun)fpsde düşme oluyor.Şuan lowda 1920x1080 de 17-20 fps alıyorum sabit en azından(bir iki ayar açtım onlarsız oynanmıyor,Görüş mesafesi fln onlarda) Ama merak etmeyin çoğu kişinin fps si böyle yani pek sıkıntı yaşamazsınız.
|
|
|
Skyrim'e büyük bir Türk Modu : Magic in East |
Yazar: Dragon Caliph - 06-07-2015, 04:42 AM - Forum: Diğer oyunlar
- Yorum Yok
|
|
Modun Yeni İsmi: Magic in East - Doğuda ki Sihir olacak.
Hikaye olarak: Solstheim adasının güneyinde bulunan Bleakrock(Kasvetkaya) adası siyasal olarak Rüzgarlıtepe(Morrowind)'e bağlı olsa da genel olarak Nord(Kuzeyli) çiftçilerin yaşadığı bir ada olarak bilinirdi. Genel olarak cansızdı ve ana ticaret rotaları üzerinde değildi. Ancak Kızıl Dağ'ın patlamasından sonra adaya bir Dunmer akını başladı. Dunmer mültecilerin gelişinden sonra ada canlanmaya başladı. Çünkü varolan ticaret rotaları Kızıl Dağ'ın patlaması yüzünden değişmişti. Ve şuan Kasvetkaya önemli bir nokta üzerindeydi. Yıllar geçti ve ada öncesi gibi cansız değildi. Her ırktan tüccarlar adaya akın etmişti. Yeni madenler ve köyler inşaa edilmişti. Ancak kurulan madenlerin birinde bir sorun vardı. Maden sahibi sorunu anlayamamıştı ancak bir süre sonra madenin sahibi işçilerinin eksilmeye başladığını fark etti. Durum ciddileşmişti. Adada ki diğer köyler tarafından artık o maden lanetli olarak biliniyordu. İşçiler işi bıraktı ve madeni terk etti. Yalnızca yaşlı bir adam madenin yanında ki barakasında yaşamaya devam ediyordu. Maden sahibi olayın ciddiyetinin farkına vardı. Ve aklına gelen ilk isime bir mektup yazdı. Eminim bu isimi hepimiz biliyoruzdur. Bu isim, bir gün bile dinlenemeyen sürekli maceradan maceraya koşan Ejderdoğan'dan başkası değildi :)
Başlangıç tarihi: Başlangıç yapılmıştır.
Bitiş Tarihi: 1 ile 10 Temmuz arası yani 1 aylık bir süre içerisinde bitirilmeye çalışılacak.
Yan Görevler ve Diğerleri: Yakında eklenecek..
Gruplar(Factionlar):
Yeni hikayeye göre şekillendirilecektir.
EKİBİMİZ
Merlin Desrius -> Yapımcı
Askinn_80 -> Irk Tasarımı
Khajiit1903 -> Tester ve Ses Aktörü
Legolas -> Ses Aktörü
Alpito -> Ses Aktörü
Grafik-Tasarım : ismetisgor
Resimler: İşte modun haritası olan Kasvetkaya(Bleakrock)ın ilk halinden resimler.
GRUPLAR
Kızıl Dağ Avcıları: Vvardenfell'den Kasvetkaya adasına gelen Dunmer göçmenlerin oluşturduğu canavar avcısı bir grup. (Katılmak mümkün)
Kasvetkaya İmparatorluk Karargahı: İmparatorluğun Kasvetkaya'nın gelişiminden sonra kurduğu bir karargah. Yalnızca İmparatorluk ajanları girebiliyor.
Stratos Birliği: Kasvetkaya'da güvenliği sağlayan Stratos ve onun birliği. Katılmak mümkün.
Hjorrin Evi: Kasvetkaya'da ki Vvardenfell tipi yönetimde bulunan ve adanın kuzey kısmını kontrol eden aile. Ana görevlerde karşımıza çıkıyor ve katılıyoruz.
[size=36pt]Önemli Not:[/size]Mod kesinlikle bana ait değildir. Yazı da mod'da http://www.elderscrollsturk.com/ sitesindeki Merlin Desrius isimli arkadaşa aittir. Modu buradan takip edebilirsiniz.http://www.elderscrollsturk.com/forum/skyrim-sohbet/skyrim-turkce-mod-projem/ Yapan arkadaşa buradan bol şans diliyorum.
|
|
|
(Son Konu) Photoshop İçin İşe Yarayacaklar |
Yazar: CrawL - 06-06-2015, 12:42 PM - Forum: #Forum Dışı
- Yorumlar (2)
|
|
Sa Kardeşlerim Konu Açmayalı Çok Oldu Bilgisayarımı Satacağım Ve Satmamla Birlikte Burda 1 Kaç Adet Dosya Sunacağım
Şimdilik Hemen Linki Vereyim
İçindekiler:Forum İçin İconlar,Kısayollar İçin İconlar,Rank,Photoshop CS6 İçin Yazı Türleri VB
Konu Düzensiz Oldu Ama Acelem Var 1 Kaç Saat Sonra Satacağım Bilgisayarı Görüşmek Üzere Tüm Oyunforum Halkını Seviyorum :)
Çoğu Simgeyi Satın Almıştım Siz Kullanın Diye Buraya Koymak İstedim :)
|
|
|
Bir nebi ve Karınca |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:57 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
Ebû Hureyre radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle anlattığını bildiriyor:
Peygamberlerden birini bir karınca ısırmıştı. O da bütün karınca yuvasının yakılmasını emretmişti. Bunun üzerine Allahü Teâlâ o Peygambere şöyle vahyetti:
— Bir tek karınca seni ısırdığı için, ümmetlerden Allah'ı teşbih eden bir ümmetin hepsini mi helak ettin?
(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Neseî
|
|
|
AMEL NİYETE GÖREDİR |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:55 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
Ümmü Kays radıyallahu anhâ Mekke'nin hem güzel hem de varlıklı kadınlarından biri idi. Bir adam kendisi ile evlenmek teklifinde bulundu. Ummü Kays radıyallahu anhâ bu teklifi, adam kendisi ile Medine'ye hicret etmek şartı ile kabul etti. Ummü Kays radıyallahu anhâ Muhacirlerle beraber, Allah ve Resulünün rızâsı için Medine'ye hicret edince, bu adam da onunla evlenmek isteği ile Ümmü Kays'a uyarak hicret etti. Ancak adam bu hicretini Allah ve Resulünün rızâsı için yapmış gibi gösteriyordu. Hazreti Ömer'in bildirdiğine göre, bu sebepten dolayı Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
— Ameller niyetlere göredir. Kişiye ancak niyetinin karşılığı verilir. Kimin hicreti Allah ve Resulü için ise, hicreti Allah'a ve Resûlünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalık, veya evleneceği bir kadın için ise, o kimsenin de hicreti o kadınadır.
(Buharî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, Neseî)
|
|
|
BORÇLUYA KOLAYLIK |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:55 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
Huzeyfe radıyallahü anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Melekler sizden önce geçen bir şahsın ruhu ile karşılaşmışlardı ve kendisine:
— Hayır olarak bir şey işledin mi? diye sormuşlardı da, adam:
— Hayır, diye cevabta bulunmuştu. Melekler:
— Biraz düşün, dediler. Adam:
— insanlara borç verirdim de, hizmetçilerime, güç vaziyette olanların borçlarını tehir etmelerini, hâli iyi bulunanlardan da mümkün olanı almalarını emrederdim, dedi.
Allahü Teâlâ da:
— Bu kuluma kolaylık gösterin, buyurdu.
|
|
|
BEDİR'DE MELEKLERİN YARDIMI |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:54 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
Hazreti Ömer radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Bedir gününde Allah'ın Resulü müşriklere baktı. Onlar bin, Peygamber aleyhisselâmın sahabîleri ise üç yüz on dokuz kişiden ibaretti.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm, kıbleye döndü ve ellerini kaldırıp şöyle dua etmeye başladı:
— Ey Allah'ım, bana olan vaadini yerine getir; ey Allah'ım, bana vaad ettiğini ver; ey Allah'ım, müslüman halkından bu küçük topluluk helak olursa, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmaz!
Allah'ın Resulü ellerini uzatmış, Kıbleye dönmüş olarak Rabbine yalvarmaya devam ediyordu. Cübbesi omuzlarından düşmüştü. Hazreti Ebû Bekir geldi, cübbesini omuzlarına kaldırdıktan sonra, arkasından tutup kendi göğsüne dayadı ve:
— Ey Allah'ın Peygamberi, yeter Rabbine yalvardın. O sana olan vaadini yerine getirecektir! dedi.
Bunun üzerine Allahü Teâlâ: «Hani Rabbinizden yardım istiyordunuz da, (Muhakak size meleklerden birbiri ardınca binlercesi ile yardımda bulunacağız) diye duanızı kabul buyurmuştu.» (Enfâl Sûresi) mealindeki Âyet-i Kerîmeyi indirdi. Ve Allahü Teâlâ meleklerle Resulüne imdada yetişti.
(Buharî, Müslim, Tirmizî)
İbni Abbas radıyallahu anh anlatıyor:
O gün müslümanlardân bir kişi, müşriklerden bir adamın karşısında güç bir vaziyette kalmışken, birden bire müşrik kimsenin üzerinde bir kamçı darbesinin sesini ve atlının «îleri ey Hayzûm!» dediğini duydu. Karşısındaki müşrike bakınca, adam sırt üstü yere yıkıldı. Bir de baktı ki, adamın burnu kırılmış, yüzü yarılmış, kamçının isabet ettiği yerler mosmor olmuştu. Ensârdan olan o adam bunu gelip Peygamber aleyhisselâma anlatınca, Allah'ın Resulü:
— Doğru söylüyorsun;'bu' üçüncü kat semâdan gelen yardımdır! buyurdu.
(Müslim
|
|
|
Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:53 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
1) Şerri - hayır gibi göstermek,
2) Kötülüğü - iyilik gibi göstermek,
3) Haramı - helâl gibi göstermek,
4) Mekruh'u - mübah gibi göstermek,
5) Şehvet ve Gazaplı anlarında insanları aldatmak,
6) Hased ve hırs: Kul bir şeye haris oldumu artık hakkı görmekten kör ve hakikatı duymaktan sağır olur.
7) Helâl bile olsa - doyasıya fazla yemektir. Zira insan fazla yeyince şehveti artan. Şehvet ise şeytan'ın silahıdır.
8) Dünya süsüne tama' etmek, arzu duymak. Öyle ki âdeta tama' ettiği şey onun ma'budu olur,
9) Âdem oğluna işlerinde acelecilik ettiği zamanlarda ona vesvese vermek.
Resûl-i Ekrem "Acele şeytandan teenni ise Allah'tandır." buyurdu. Sehl b. Sa'd (Tirmizi)
10) Cimrilik ve yoksulluk korkusu vermek,
11) Mezhep taassubu ile hasımlara kin tutmak, onları küçümsemek ve hakaretle bakmaktır.
Bir imâmın mezhebinden olduğunu iddia edip onun ahlâkı ile ahlâklanmayanın kıyamet gününde hasmı o imamdır.
12) Allah (c.c.) ın zat ve sıfatları hakkında akıllarının almadığı meselelerde düşünceye sevk edip, şüpheye düşürmek. Dinini zayıflatmak,
13) Şeytanın kalbe giriş kapılarından biride sû'i zan (kötü zan) dır
|
|
|
Şeytanın Hileleri |
Yazar: Dragon Caliph - 06-06-2015, 05:52 AM - Forum: İslam ve Yaşam
- Yorum Yok
|
|
Muhyiddîn-i Arabî (ks)
İbn-i Abbas (r.a) Hz.' inden naklen Muaz b, Cebel rivayet ediyor :
—Bir gün Resullullah (s.a) ile beraberdik. Ansardan birinin evinde toplanmıştık.. Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık.
Bu arada, dışarıdan bir ses geldi :
—Ev sahibi..... içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var.
Bunun üzerine , herkes Resullullah (s.a)efendimizin yüzüne bakmaya başladı. Orda ve her zaman büyük oydu... İzin ondan çıkacaktı.
Resullullah (s.a) Efendimiz, duruma vakıf oldu ve :
— << Bu seslenen kimdir bilir misiniz?>>
Buyurdu.... Biz hep birden şöyle dedik :
— En iyi bilen ALLAH ve Resuludur.
Bunun üzerine Resullullah (s.a) Efendimiz :
— << O, lain iblistir. –Şeytandır– Allah'ın laneti onun üzerine olsun....>>
Buyurunca; hemen Hz. Ömer :
— Ya Resullullah , bana izin veriniz onu öldüreyim.
Dedi.... Resullullah (s.a) Efendimiz bu izni vermedi; şöyle buyurdu:
— << Dur ya Ömer , biliyomusun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir... Öldürmeyi bırak.>>
Sonra şöyle buyurdu:
—<<Kapıyı ona açın gelsin... O buraya gelmek için emir almıştır. Diyeceklerini anlamaya çalışınız. Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz.>>
* * *
Bundan sonrasını ondan dinleyelim ; yani Ravi' den. Şöyle anlattı :
Kapıyı ona açtılar. İçeri girdi ve bize göründü. Birde baktık ki, şekli şu :
Bir ihtiyar. Şaşı. Aynı zamanda köse. Çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor. At kılı gibi. Gözleri yukarı doğru açılmış. Kafası, büyük bir fil kafası gibi. Dudakları da, bir manda dudağına benziyordu.
Sonra, şöyle bir selam verdi ;
Selam ya Muhammed ; selam size ey cemaat-i müslimin.
Onun bu selamına Resullullah (s.a) Efendimiz şu mukabelede bulundu ;
<< Selam Allah'ındır ya lain >>
Sonra şöyle buyurdu :
<< Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş? >>
Şeytan şöyle anlattı ;
Benim buraya gelişim kendi arzumla olmadı. Mecburen geldim.
Resullullah (s.a) Efendimiz sordu ;
<< Nedir o mecburiyetin ? >>
Şeytan anlattı ;
İzzet sahibi Rabbın katından bana bir melek geldi. Ve dedi ki ;Allah-ü Taâlâ sana emir veriyor : Muhammed 'e gideceksin. Ama düşük ve zelil bir halde. Tevazu ile. Ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın. Onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona. Sonra o sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin. Sonra ... Allah-ü Taâlâ buyurdu ki :
Söylediklerine bir yalan katarsan , doğruyu sölemezsen .... seni kül ederim ; rüzgara savurur ... Düşmanlarının önünde , seni rüsvay ederim.
İşte ... böyle ; ya Muhammed , o emir üzerine sana geldim.
Arzu ettiğini bana sor . Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem ;düşmanlarım benimle eğlenecek. Şu muhakkak ki , düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur.
* * *
Bundan sona Resullullah (s.a.) Efendimiz şöyle sordu :
— << Madem ki , sözlerinde doğru olacaksın. O halde bana anlat : Halk arasında en çok sevmediğin kimdir ? >>
Şeytan şu cevabı verdi :
Sensin ya Muhammed. Allah' ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur. Sonra senin gibi kim olabilir ki ?
Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu :
<< Benden sonra , en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?...>>
Şeytan anlattı :
Müttaki bir gence ki ... varlığını Allah yoluna vermiştir.
Bundan sonra , sual cevap aşağıdaki şekilde devam etti. Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu ; şeytan anlattı :
<< Sonra kimi sevmezsin ? >>
Kendisini sabırlı bildiğim , şüpheli işlerden sakınan âlimi ...
<< Sonra ? >>
Temizlik işinde ... yıkadığı yerleri üç defa yıkamayı adet eden kimseyi.
<< Sonra ? >>
Sabırlı olan bir fakiri ki ; ihtiyacını kimseye anlatmaz... Halinden şikayet etmez.
<< Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nerden bilirsin ? >>
— Ya Muhammed , ihtiyacını kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz. Sabırlı kimselerin işi buna benzemez. Hasılı , onun sabrını ; halinden , tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım.
<< Sonra kim ? >>
Şükreden zengin.
<< Peki, ama zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın ? ...>>
— Onu görürsem ki , aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor. Bilirim ki : şükreden bir zengindir.
* * *
Resullullah (s.a.) Efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu :
<< Peki, ümmetim namaza kalkınca , senin halin nice olur? ..>>
Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar . Titrerim.
<< Neden böyle olursun ; ya lain ? .. >>
Çünkü bir kul , Allah için secde edince bir derece yükselir.
<< Peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun ?...>>
O zaman da bağlanırım. Taa, onlar iftar edinceye kadar.
< Peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun ? >>
O zaman da çıldırırım.
<< Peki, ya Kur'an okudukları zaman nasıl olursun ? ..>>
O zaman da, eririm. Tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.
<< Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır ? .. >>
— Ha, işte.. o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren , bir testere alır eline ve beni ikiye böler.
Resullullah (s.a.) Efendimiz sebebini sordu :
<< Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Ebamürre ? >>
Bunun üzerine iblis :
Onu da anlatayım ..
Dedikten sonra anlatmaya başladı :
Çünkü sadakada dört güzellik vardır. Şöyle ki ;
1 - Allah-ü Teala, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler.
2 - O , sadaka veren kimseyi halkına sevdirir.
3 - Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı , cehennemle arasında bir perde yapar.
4 - Allah-ü Teala, belayı sıkıntıyı ve ahları ondan defeder.
* * *
Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz ashabı hakkında bazı sorular sordu :
<< Ebubekir için ne dersin ?>>
İblis ise şu cevabı verdi :
O bana cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... İslam'a girdikten sonra nasıl bana itaat eder ?
<< Peki, Ömer b. Hattab için ne dersin ? .. >>
İblis ona da şu cevabı verdi :
Allah'a yemin ederim ki ; her gördüğüm yerde ondan kaçarım.
<< Peki , Osman b. Affan için ne dersin ? >>
Ondan utanırım ... hem de çok ... Nasıl ki , Rahman' ın melekleri de ondan utanırlar...,
<< Peki, Ali b. Ebutalib için ne dersin ? >>
İblis onun için de şöyle dedi :
— Ah onun elinden bir kurtulsam... O, kendi başına kalsa ; ben kendi başıma kalsam... O beni bıraksa....ben de onu bıraksam .. Ben onu bırakırım ama o beni bırakmaz.
Resullullah (s.a.) Efendimiz , yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar kısmen bittikten sonra , şöyle buyurdu :
<< Ümmetime saadet ihsan eden ; seni taa, belli bir vakte kadar şeki kılan Allah'a hamd olsun. >>
Resullullah (s.a.) Efendimiz ' in o cümlesini duyan lain iblis şöyle dedi :
— Heyhat, heyhat... Ümmetin saadeti nerede ? Ben , o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın ?..
Ben , onların kan mecralarına girerim. Etlerine karışırım. Ama onalr , benim bu halimi göremez ve bilemezler. Beni yaradan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki: Onların tümünü azdırırım. Cahillerini ve alimlerini ... Ümmilerini ve okumuşlarını ... Facirlerini ve abidlerini ... Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz. Fakat , Allah'ın halis kullarını ... Evet, bunları azdıramam.
Bunun üzerine Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu :
<< Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir ? ... >>
Bu suale İblis şu cevabı verdi :
—Bilmez misin ? ya Muhammed , bir kimse ki , dirhemini ve dinarını sever ... O Allah için bir ihlasa sahip değildir. Bir kimseyi görürsem ki ; dirhemini dinarını sevmez ; övülmekten, medhedilmekten hoşlanmaz.. bilirim ki o : ihlâs sahibidir... Hemen onu bırakır kaçarım.
Bir kul malı ve övülmeyi sevdiği süre , kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet , o size vasfını yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki : mal sevgisi , büyük günahların en büyüğüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed , baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır.
İblis anlatmaya devam etti :
—Ya Muhammed , bilmez misin ? ... Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. Sonra ... o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır.
Onların bir kısmını ulemaya gönderdim.
Bir kısmını gençlere yolladım.
Bir kısmını da meşayihe saldım.
Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim.
Gençlere gelince , aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz.
Çocuklara gelince ... Onlarla da , bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.
Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim. Bir kısmını da zahidlerin.
Onlar bunların yanına girer.; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne ... hep dolaştırıp dururlar. Öyle bir hal alırlar ki ; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye...
İşte ... böylece , onlardan ihlası alırım. Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı .. Ama , bu hallerin farkında olmazlar.
İblis, bundan sonra , aldattığı bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. Ve şöyle dedi :
— Bilmez misin ; ya Muhammed, Rahip Borsisa, tam yetmiş yıl ihlas ile Allah 'a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki ; Her dua ettiği hasta , duası ve bereketi ile şifâyap oluyordu. Onun peşine takıldım. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küfre girdi.
Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabında , ona şöyle anlatır :
<< .... Şeytan hali gibidir ki ; o insana :
– Kafir ol ..
Dedi. Vakta ki o kafir oldu. : Bu defa ona şöyle dedi :
Ben senden uzağım . . Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım .>> (59/16)
* * *
İblis bundan sonra bazı kötü huylar üzerinde durdu. Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı..
YALAN
— Bilmez misin ya Muhammed , yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse ... o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse ... o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adına and içtim.
<<Muhakkak ben size nasihat ediyorum.>> (7/16)
Dedim... Bunu yaparım çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.
GIYBET - KOĞUCULUK
— Gıybet ve koğuculuğa gelince .... Onlarda benim meyvelerimdir ve şenliğimdir.
NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK
— Her kim talak üzerine yemin ederse ... günahkar olacağından endişe edilir. İsterse bir defa olsun .. İsterse doğru şey üzerine olsun. Her kim talakı ağzına alırsa .. taaa.. hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.
NAMAZ
— Ya Muhammed , namazı an be an tehir edilince ... onu da anlatayım. O her ne zaman ki , namaza kalkamak ister; tutarım . ona vesvese veririm. Derim ki : "Henüz vakti var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın." Böylece o, vaktinin dışında namazını kılar... Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır.
Şayet o kimse beni mağlup ederse .. ona insan şeytanlarından birini yollarım... Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyar. O, bunda da beni mağlup ederse .. bu sefer onun hesabını namazında görmeye bakarım. O namazın içinde iken ;
sağa bak .. sola bak...
Derim... O da bakar ... O ki böyle yaptı... Yüzünü okşar alnından öperim. Bundan sonra ona :
Sen ebedi yaramaz bi iş yaptın.
Derim ve böylece onun huzurunu bozarım. Sende bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda , sağa ve sola çokça bakarsa, başka şeyler düşünürse, namazından gafil olursa Allah onun namazını kabul etmez. Bunda da ona mağlup olursam yalnız başına namaz kıldığında yanına giderim. Ve ona ; çabuk çabuk kılmasını emrederim. O da , başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı horozun , gagası ile yerden birşeyler topladığı gibi.
Bu işi yaptırmakla da ona başarı kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım. Orada başına bir gem takarım. Başını imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım. İmamdan evvel de secde ve rüku yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için , kıyamet günü , Allah onun başını eşek başına çevirir.
O kimse bunda da beni yener ise, bu defa ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam.
Bunda da mağlup olursam , bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince , o esnemeye başlar. Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer , dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. İşte bundan sonra o kimse , hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar.
* * *
Şeytan bundan sonra konuşmasına devam etti :
— Sen ümmetin hangisi için ferah duyarsın ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarım... ne tuzaklar. Miskinlerine , çaresizlerine ve zavallılarına giderim. Namazı bırakmalarını emrederim. Ve onlara derim ki :
Namaz size göre değil.. O, Allah'ın afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir.
Sonra hastalara giderim :
—"Namaz kılmayı bırak " derim çünkü Allah-ü Teala : << hastalara zorluk yok.....>> (24/61) buyurdu. İyi olduğun zaman kılarsın. Ve böylece o, namazını bırakır. Hatta küfre de gidebilir. Şayet o, hastalığında namazı terkederek ölüp giderse, Allah'ın huzuruna çıkarken, Allah-ü Teala'yı öfkeli bulur.
Sonra şöyle dedi :
— Ya Muhammed , eğer bu sözlerime yalan kattımsa , beni akrep soksun. Sonra.... Eğer yalan varsa .. Allah 'tan dile beni kül eylesin.
* * *
İblis bundan sonra konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi :
— Ya Muhammed , sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun ? Halbuki ben onların altıda birini dininden çıkardım.
* * *
Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz ona , yani İblis'e aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu. O da bunlara cevap verdi :
<< Ya lain , senin oturma arkadaşın kim ? >>
Faiz yiyen.
<< Dostun kim ?>>
Zina eden.
<< Yatak arkadaşın kim ?>>
Sarhoş
<< Misafirin kim ? >>
Hırsız.
<< Elçim kim ?>>
Sihirbazlar.
<< Gözün nuru nedir?>>
Karı boşamak.
<< Sevgilin kim ?>>
Cuma namazını bırakanlar.
* * *
Resullullah (s.a.v) Efendimiz bu defa başka bi mevzuya geçti ve şöyle sordu :
<< Ya lain , senin kalbini ne yıkar ?>>
Allah yolunda cihada koşan atların kşnemesi.
<< Peki, senin cismini ne eritir ?>>
Tevbe edenlerin tevbesi.
<< Peki , ciğerini ne parçalar, ne çürütür ? >>
Gece ve gündüz, Allah'a yapılan bol bol istiğfar.
<< Peki yüzünü ne buruşturur ? >>
Gizli sadaka.
<< Peki gözlerini kör eden nedir ?>>
Gece namazı.
<< Peki, başını eğdiren nedir ? >>
Çokça kılınan cemaatle namaz.
* * *
Resullullah (s.a.) Efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu :
<< Sana göre insanların en saadetlisi (!) kimdir? >>
Namazını bilerek kasden bırakanlar.
<< Peki , insanların en şakisi kimdir ? >>
Cimriler
<< Peki, seni işinden ne alıkoyar ? >>
Ulema meclisleri
<< Peki , yemeğini nasıl yersin ? >>
Sol elimle parmaklarımın ucu ile.
— << Peki , sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin ? >>
İnsanların tırnaklarının arasında.
Resullullah (s.a.) Efendimiz bundan sonra , bir başka bir mevzuu sordu. İblis de cevap verdi .
<< Rabbinden neler talep ettin ? >>
On şey talep ettim.
<< Nedir onlar ya lain ?>>
Şunlardır :
Allah'tan diledim ki, beni Ademoğullarının malına ve evladına ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu :
<< Onlara ortak ol... Mallarına ve çocuklarına . Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara gurur vaad eder...>> (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.
Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Şeytandan Allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım.
Cinsi münasebet anında ; Allah'a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Ve o her birleşmeden hasıl olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi değil de , aksini isteyerek binerse , ben de onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir. << Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle yaygara çıkart..>> (17/64)
Allah-ü Teala'dan diledim ki : Bana bir ev vere .. Bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi.
Diledim ki bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana mescid yaptı.
Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı olarak verdi.
İstedim ki ; bir ezan vere , Mezmurları verdi.
Diledim ki ; bana bir yatak arkadaşı vere.. Sarhoşları verdi.
Diledim ki ; bana yardımcılar vere ... Bunun için de Kaderiyye mensuplarını verdi.
İstedim ki ; bana kardeşler vere ..Mallarını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları. Bunlar da şu Ayet-i Kerime ile sabittir :
<< O kimseler ki ; mallarını boş yere harcarlar... Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. >> (17/27)
Bir ara Resullullah (s.a.) Efendimiz şöyle buyurdu :
<< Eğer söylediklerini, Allah'ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin. Seni tastik etmezdim.>>
Bundan sonra İblis devam etti :
Ya Muhammed , Allah'tan diledim ki ; Ademoğullarını ben göreyim ama onlar beni göremeyeler. Bu dileğimi de yerine getirdi.
Diledim ki ; Ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa ; Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasında akıp giderim. Gezerim. Hem nasıl istersem.
Bütün bu isteklerimi verdi .
Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte .. Böylece kıyamete kadar , Ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar. Bundan sonrasını İblis şöyle anlattı :
Benim bir oğlum vardır. Adı : ATEME 'dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider ; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı ; imkan yok , insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.
Benim bir oğlum daha vardır ki ; onun adı da MÜTEKAZİ 'dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.
Sonra, benim bir oğlum daha vardır . Onun adı da KÜHAYL dir. Bunun işi de , insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar.
Bundan sonra İblis şöyle anlattı :
— Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur. Ve onu , bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. Mesela :
Elini kolunu dışarı çıkar ; göster.
Der .. o da , bu emri tutar. Elini , kolunu açar, gösterir. Buından sonra , o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar.
İblis bundan sonra ; Resullullah (s.a.) Efendimiz ' e kendi durumunu anlatmaya başladı :
—Ya Muhammed bir insanı delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir şeyi güzel gösteririm. O kadar. Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı , yeryüzünde ;
<< Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah'ın resülüdür. >>
diyen herkesi , oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım. Hepsini delalete düşürürdüm. Nasıl ki senin elinde de , hidayet nevinden bir şey yoktur. Sen ancak Allah'ın Resulusun. Ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı, yeryüzünde tek kafir bırakmazdın. Sen Allah'ın halkı üzerinde bir hüccetsin. Ben de kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere sebebim. Said olan kimse , taa , ana karnında iken saiddir. Şaki olan da , yine ana karnında iken şakidir. Saadet ehli kılan da Allah , Şekavet ehli kılan da Allah .
Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu.
<< Bunlar, taa sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek... Ancak Rabbın esirgedikleri hariç..>> (11/118-119)
<< Allah'ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir.>> (33/38)
Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz , İblise şöyle buyurdu :
<< Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah' a dönmen mümkün değil mi ? Cennete girmene kefil olurum.
Bunun üzerine İblis şöyle dedi :
—Ya Resullullah , iş verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalem de kurudu. Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni peygamberlerin efendisi kılan , cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah'tır. Ve O, bütün eksik sıfatlardan münezzehtir.
Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı :
İşte bu söylediklerim sana son sözümdür. Ve bütün söylediklerimi de doğru dedim.
Evvel , ahir , zahir, batın , alemlerin Rabbı olan Allah' a hamd olsun.
Efendimiz Muhammet Nebiye Allah salat eylesin. Keza onun âline de ashabına da ...Amin !
|
|
|
|